Limon Ağacı, Filistin, İsrail

Bazı filmler vardır, final sahnesiyle aklınıza mıh gibi çakılır.

O son sahne, filmin en güçlü, en çarpıcı mesajı veya manifestosu olur çıkar.

Filistin-İsrail arasında yaşananlara kamerasını çeviren Limon Ağacı işte bu türden etkiler uyandıran bir film.

Filistinli Selma'nın tek geçim kaynağı olan yemyeşil limon bahçesinin, güvenlik bahanesiyle budanıp çorak bir araziye dönüştürülmesi, İsrail'in Filistin halkına yaşattıklarına dair bir göndermedir.

Limon ağacı mecazdır.

Zira ağaçlar da insanlar gibi gelişip büyür, bulunduğu toprağa kök salar.

Bu bağlamda, keskin nişancıların saklanabileceği bahanesiyle, ulusal güvenliği tehdit eden unsur olarak görülüp budanan, kurumaya terk edilen limon bahçesi, bir manada, Filistinlilere çektirilen eziyeti temsil eder.

Yönetmen Eran Riklis, Limon Ağacı'nda karşılıklı anlayış ve barıştan yana mesajlar verir.

Filistinlilerin ve Yahudilerin normal şartlarda ve normal komşular olarak yaşamasından yana tavır alır.

Filmin karakterlerinden biri olan Savunma Bakanı'nın eşine 'Bazen İsrail devleti sınırlarını bilmiyor' dedirtir.

Örülen güvenlik duvarlarının Filistin ile birlikte İsrail'in özgürlüğünü kısıtladığını savunur.