Konya'da 'mistik' günler

Dini musiki dinlemek ayrı bir terbiye ve edep işi... Geçmiş yüzyıllarda, Osmanlı'da dini musiki tekkelerde, dergah ve camiler gibi mekanlarda icra edilirdi. "Camilerde müzik icra edilmez' elbette ama Mevlit okunurdu ve Mevlit de dini musîkinin makam üzere okunan bir parçası.

Başta Mevlevihaneler olmak dergahlardaki icralar tekke müziğinin geliştiği, yaşatıldığı (adeta) alternatif birer konservatuvar işlevi görürdü.

Tasavvufi düşüncenin 'sade vatandaşa' aktarılmasında etkili bir yöntem olan Ayin-i şerifler yüksek sanat anlayışının ürünüydü.

Bu haliyle dini musiki, Osmanlı kültüründe manevi eğitimin ve estetik duyarlılığın bir parçasıydı.

Nerede şimdi o gönülleri yumuşatan, nefisleri terbiye eden ortamlar... Hani o meşhur hicaz ilahide denildiği gibi 'Göçtü kervan kaldık dağlar başında.'

Neyse ki Hz. Mevlana'nın şehri Konya'da tam 22 yıldır düzenlenen çok anlamlı bir festival var da musiki severler biraz olsun nefes alıp huzur buluyor.

Bu yıl 22'incisi düzenlenen Uluslararası Konya Mistik Müzik Festivali'nden bahsediyorum.

Kültür ve Turizm Bakanlığınca Kültür Yolu Festivalleri kapsamında Konya Büyükşehir Belediyesinin katkısıyla düzenlenen festivalde hem müzik icra ediliyor, hem de mistik müziğe dair çeşitli programlar gerçekleşiyor.

Tam da şimdi Konya'da olmak vardı ama bu sene nasip olmadı...

Kimler orada değil ki... Kazakistanlı dombra sanatçısı Arslanbek Sultanbekov, Ender Doğan, Şükrü Altan, Venezuelalı sanatçı Rebeca Roger Cruz ve daha kimler...

Konya çok şanlı...

KOLUMUZ KANADIMIZ KIRIK

Hani Filistinli şair ve yazar Mahmud Derviş diyor ya...