Hayalimsin Katerina!

Fransız'ın, Rus'un, Alman'ın elinde olsa müze yapar, yedi yıldızlı otel yapar para basar ama gel gör ki Kars Sarıkamış'taki tarihi Katerina Köşkü hayvanların dışkıladığı, kendini bilmezlerin süfli duvar yazılarıyla kirlettiği metruk bir mekan halinde kurtarılacağı günü bekliyor.

Bu konuya döneceğim ama önce Ani Örenyeri...

Geçen yazımda bahsetmiştim; Kültür Sanat Muhabirleri Derneği'nin organizasyonuyla gittiğimiz Kars ve Ardahan gezisinde ilk durağımız Ani Örenyeri oldu.

Ben ilk kez gittim ama kodesteki 'Kızıl Soros' sıklıkla Ani Örenyerini arşınlıyormuş meğer.

Kimden bahsettiğimi anladınız; Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine yürüttüğü terörist faaliyetlerden dolayı hapiste bulunan Osman Kavala...

Hatta Kavala, Silivri Cezaevindeyken bile Ani'yi boş bırakmamış, Portekiz merkezli Calouste Gulbenkian adlı Ermeni vakfı ile ortak projelerde bulunmuş.

Ani, Ermenilerin ve Gürcülerin milli köklerini aradığı 'mitik' bir şehir.

Beş bin yıllık tarihi olan bu şehir o kadar çok el değiştirmiş ki şehre kim daha çok sahip çıkmış diye sorarsanız Selçuklular ve Osmanlılar denilebilir.

Ani denilince görsel hafızamızda hep şu ikonik Ermeni şapeli (Aziz Gregory) belirir ama Ani'de Selçuklu ve Osmanlı izleri gün geçtikçe daha çok ortaya çıkıyor.

Moğol'un, Bizans'ın, Rus'un, Ermeni'nin 'bana yar olmayan kimseye yar olmasın' mantığıyla yakıp yıktığı şehirde arkeolojik kazılar arttıkça Selçuklu'ya ait çarşılar, mezarlıklar, hamamlar gün yüzüne çıkıyor.

Yani, başkalarının harap ettiği şehri Selçuklu ve Osmanlı ihya etmiş.

Ani bölgesinde, Türkiye ile Ermenistan sınırını ayıran Arpaçay akarsuyu üzerindeki köprüyü de Ruslar şehri terk ederken yıkmışlar. Öncesinde ise (taşınabilir tarihi eser bakımından) götürebildikleri ne varsa götürmüşler.

Bu faslı kapattıktan sonra Kars'taki Rus işgalinden kalan ve kendine has mimarisiyle dikkatleri üzerine çeken pek çok taş bina, restore edildikten sonra, bugün otel, müze ya da çeşitli amaçlar için kullanılan mekanlara dönüştürülmüş.

Daha birkaç yıl öncesine kadar toprak altında yahut metruk halde olan kimi yapılar hızla turizmin hizmetine kazandırılmış...

Askeri amaçla oluşturulan Osmanlı tabyaları da ihya edilmeye devam ediyor.

Aslında 'tabya' denilince Erzurum aklımıza gelir ama en çok tabyanın bulunduğu şehrimizin Kars olduğunu bilmiyordum.

1734-1878 tarihleri arasında 154 yıl boyunca Kars şehrini düşman saldırılarından korumak amacıyla toplam 46 adet tabya yaptırılmış, bu tabyalar özellikle Rus saldırılarına karşı devletin doğu sınırlarının korunmasını sağlamış.

Bugün bu tabyaların bazıları restore edilip müze haline getirilmiş. Kafkas Cephesi Harp Tarihi Müzesi, Kars Peynir müzesi bunlardan bazıları...

Kars Valisi Sayın Ziya Polat anlattı; Kars'ın turizm pastasından daha çok faydalanması için son yıllarda önemli işler yapılmış kentte.

(Ama şu da var; Kars'a giden uçaklarda yer bulmak çok zor. 15-20 gün önceden rezervasyon yaptırmak gerekiyor. Şehre her gün İstanbul'dan iki, Ankara'dan bir uçuş var ve belli ki yetmiyor. Bir hal çaresi bulunmalı...)

Kış sporları, turistik Doğu Ekspresi, Çıldır Gölü, kaşar peyniri ve balı ile anılan Kars ve Ardahan illerimizin hem yaz hem kış dönemi turizm potansiyeli oldukça yüksek. Yol, ulaşım, konaklama ve alt yapının geliştirilmesi ve atıl durumda olan yapıların değerlendirilmesiyle bambaşka bir Kars ve Ardahan çıkabilir karşımıza.

Gelelim içimi sızlatan Katerina Köşkünün hikayesine...

Çarlık Rusya'sı ile savaşan pek çok Cüneyt Arkın filmine de ev sahipliği yapan köşk, 19. Yüzyılın sonlarında inşa edilmiş.

Rus Çarı 2. Nikolay'ın kızı olan Büyük Katerina'nın adını taşıyor.

Kars'ın Sarıkamış ilçesinde adeta saklı bir güzellik olan köşk, geçmişte pek çok gaye için kullanılmış olsa da bugün metruk bir halde.

Hayvan dışkıları ve en süflisinden duvar yazıları ile dolu. Kırmızı boya ile yazılan 'Hayalimsin Katerina' içlerinde en masumu...

Kaderine terkedilmiş bu köşk, adeta bir masaldan arta kalmış zamanların hulyası ile hayata tutunmuş, başka bir çağa ait olsa da zaman tünelinde unutulmuş, tabiat senfonisinin ortasında yapayalnız kalmış bir mahzun yapıyı andırıyor.

Kim bilir 'turizm' yatırımlarına göz kırpan Kars'taki Katerina Köşkü de bir restorasyon sayesinde yeniden hayata tutunur.

Hayalimsin Katerina...

Katerina konağının duvarında bu da aziyi okudum. Aslına sehrin en güzel yapilarindan biri. Tabiat içinde Asude bir mekan karşın işgal yıllarında çar oğlu için yaptırmış.

Osmanlı Rus anlamasından sonra başka aamaclarka kukkanilmis ancak son yıllarda metruk bir hakde öylece kadwrine teekedilmis.

Duvarlar adeta aşk ve fantezi defterine dönüşüm

Çivi kullanılmadan ahşap geçme tekniği ile yapılmış. Muhteşem tabiatın ortasında pek çok amax için kullanıma müsait ama şimdiki hali içler acısı. Ahşap döşeme yagmurada dizgatda eskimiş. Hayvan duakilarinin birakrugi... İnsanların duvarlarıni her türlü yazilarla kurlettigi kullanilmayan bir bina... Gerçi bir takım.plan ve orojeler sunulmuş. Restorasyonun baslamai an meseles...

Aynı şekilde Anadolu'ya girsi kapimiz ilan Kars bir tabyalar swhrri 46 civarında tabya ortaya çıkarılıp restorasyonu yapildiltan sonra kimi müze kimi başka amqclarla huzmwte sunulup ihya edlimis. Aynı şekilde kültür bakanlığınin olaya el atmasinile şehirde Ruslar zamanından kalm abinalar da yine kamu binaları olarak stklara da verilerek kullanıma açılmış.

Bu da şehre gelecek vaat eswn turizm yatırımlarına dönüşüyor. Bakarsan bağ olur, yol yaparsan, konaklama yaparsan misafirin bol olur. Kars'a su anda gitmek iateseni 15 20 gunoncesi den bilet almanız lazım. İstambukdna iki Ankara'dan bir sefer var ama yetmiyor.

Kars Ani Ören Yeri'nin Malazgirt'ten 7 yıl önce Türklerin Anadolu'da fethettiği ilk toprak olduğuna dikkat çeken Vali Ziya Polat Kars özel bir şehir, Türk tarihinde de dünya tarihinde de özel şehirlerden birisi. Türklerin Anadolu'da fethettiği ilk toprak 1064 Sultan Alparslan Han tarafından Malazgirt'ten 7 yıl önce fethedilen bir topraktan bahsediyoruz, Anadolu'nun giriş kapısıdır. İlk Türk caminin olduğu yerdir. İlk Türk mezarlığının olduğu yerdeyiz. İlk Türk çarşısının olduğu yerdir. Burası şehitler diyarı; Sarıkamış şehitlerimiz kefeni kar olan yiğitlerimizin şehri.

Rabbim tüm şehitlerimize rahmet eylesin. Belki Ankara, İstanbul'da, İzmir'de yaşayan insanlar Kars'a uzak diyebilir ama en uzak şehre 2.5 saat arkadaşlar.

Ankara'dan 1.5 saat, İstanbul'dan 2 saat, İzmir'de 2 sat 45 dakika sürüyor, yani yakın. Serhat şehir bu bölgede uzun yıllar kalmış bir Rusya'dan bahsediyoruz. Avrupa Birliği tarafından ve bakanlığımızın destekleriyle yapılan Tarihi kimliğiyle, kent projesi son aşamasına geldi.

Sokak sağlıklaştırması çalışmaları yapıldı, binaların temizliği yapıldı. Gündüz ayrı göreceksiniz ama akşam ayrı bir güzel göreceksiniz. Kars kışın da güzel,

Akşam sokakların canlı oluşumunu kafeleri, otelleri, tarihi binalarıyla turizm ve marka değer olma yolundaki çalışmaları göreceksiniz.

Tabii ki Kars'a önemli marka değeri katar Turistik Doğu Ekspresi, tarihi otellerimiz, Sarıkamış Kayak Tesisi dünyada ender olan karlarda biri kristal karların olduğu yer. Sadece kar değil, coğrafyası, ormanıyla da çok özel bir yer. Kışın da sizleri burada misafir etmekten ağırlamaktan mutluluk duyacağımızı söylerim" şeklinde konuştu.

Kars Valisi Ziya Polat, Ardahan Valisi Hayrettin Çiçek, Sarıkamış Belediye Başkanı Serdar Kılıç, Kafkas Üniversitesi Rektörlüğü gibi üst düzey isim ve kurumların katkısıyla gerçekleştirilen etkinliğe katılan birçok gazete ve ajans muhabiri, yazarı gazeteci yörenin kültür, tarih ve turizm değerlerini yerinde gördü, hayran kaldı.

VALİ ZİYA POLAT'IN KONUŞMASI

Kars Valisi Ziya Polat, şehirle ilgili çok önemli bilgiler verdi.

Kars Ani Ören Yeri'nin Malazgirt'ten 7 yıl önce Türklerin Anadolu'da fethettiği ilk toprak olduğunu belirten Vali Polat, "Kars özel bir şehir, Türk tarihinde de dünya tarihinde de özel şehirlerden birisi. Türklerin Anadolu'da fethettiği ilk toprak. 1064 yılında Sultan Alparslan Han tarafından Malazgirt'ten 7 yıl önce fethedilen bir topraktan bahsediyoruz. Kars, Anadolu'nun giriş kapısıdır. İlk Türk camisinin yapıldı, ilk Türk mezarlığının olduğu, ilk Türk çarşısının bulunduğu yerdir" dedi.

Vali Ziya Polat, kamuoyunda pek bilinmeyen hususları aktarmaya devam ederken şunları söyledi:

"Suda doğumun ilk yapıldığı yerden bahsediyoruz, yani artık resmi kaynaklara da girdi. En son Fransa diye söyleniyordu ama Ani'de ilk suda doğumun yapıldığı artık resmi kaynaklara da girdi ve kabul edildi."

Ermenistan sınırındaki Ani Ören Yerini gezerek Kazı Başkanı Doç. Dr. Muhammet Arslan'dan bilgi aldı. Ardından şehrin tarihi ve turistik mekanlarını, yerlerini gezdi.

ARDAHAN'IN GÜZELLİKLERİ DE GÖRÜLDÜ

Gezilen, görülen yerler arasında; Damal Bebekevi, Ardahan Kongreleri ve Kongre Binası, Ardahan Kalesi, Ardahan Şehir Merkezi, Çıldır Gölü, Çıldır Aktaş Gölü, Gürcistan Sınırı, Mozeret Tepesinde Karaçay Kanyonu ve Şeytan Kalesi Seyir Terası ile Seyitoren Köyünde Atatürk Silueti Seyri de vardı...

KONUŞMALARA YANSIYAN HİSSİYAT

İl Kültür ve Turizm Müdürü Uğur Dede, Ardahan hakkında bilgi verirken, şehrin sadece bitki örtüsü ve hayvancılık açısından değil Türklerin Anadolu'ya girdiği kapı olduğundan söz etti.

Uğur Dede, şehrin Kurtuluş Savaşı ve Milli Mücadele ruhu açısından ilk kongrelerin yapıldığı yer olduğunu kaydetti.

Ardahan Üniversitesi'ni ziyaret sırasında Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Yıldız ile sohbet sırasından Üniversitenin gastronomi ve mutfak sanatları bölümü ile aşçılık bölümünün hazırladığı, ata tohumu kavlıca buğday unundan üretilen yöresel lezzetler ikram edildi. İkram ürünlerinin tanıtımı ise Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanı Havva Vanlı tarafından yapıldı...

Gazeteciler; Kent Müzesi, Damal Bebek Müzesi, Ardahan Kalesi, Çıldır Gölü ve Şeytan Kalesi'ne de gitti...

Etkinliğin ilk ayağı Kars'ta gerçekleşti. Gazeteciler, Gazi Toplantı Salonunda Vali Ziya Polat ile buluşarak kentin tarihi, kültürel ve turizm bölgelerini ziyaret etti. Şehrin en önemli tarihi yerlerinden biri olarak görülen Ani Ören Yeri, Kars Peynir Müzesi, Harp Tarihi Müzesi, Sarıkamış Şehitliği, Sarıkamış Katerina Av Köşkü, Gazi Ahmet Muhtar Paşa Konağı ve Fethiye Camii'ni gezen basın mensupları, gördükleri yerlerden büyük bir memnuniyetle ayrıldıklarını belirttiler.

ETKİNLİĞİN ARDAHAN DURAĞI

Kültür ve Turizm Bakanlığının desteğiyle gerçekleştirilen etkinlik, Kars'tan sonra Ardahan'da devam etti. Gazeteciler, Ardahan Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Yıldız'ı ziyaret ederek, üniversitenin gastronomi ve mutfak sanatları bölümü ile aşçılık bölümü akademisyenlerinin hazırladığı yöresel lezzetleri tatma fırsatı buldu. Ata tohumu kavlıca buğday unundan üretilen bu lezzetler, Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanı Havva Vanlı tarafından tanıtıldı.

100 ton kavılca buğdayı ellerinde kaldı: Teşvik istiyoruz

Ben market raflarında ata tohumu kavulca buğdayı unu araya durayım meğer geçen yıl 100 ton kavılca buğdayı...

Biz şehirlerde yaşayanla ülkemizin emeğine, çifçisine para ödemek isteriz..

Bu ürünlere daha kolay ulaşmak istiyruz.

Ardahan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Çetin Demirci, geçen yıl üretilen 100 ton kavılca buğdayının ellerinde kaldığını ve Tarım Bakanlığı'nın üreticilere teşvik sağlaması gerektiğini söyledi.

Ardahan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Çetin Demirci, geçen yıl üretilen kavılca buğdayının satılamaması nedeniyle Toprak Mahsulleri Ofisi'nin destekleme alımı yapması gerektiğini ve Tarım Bakanlığı'nın üreticilere teşvik sağlaması gerektiğini vurguladı. Kavılca buğdayı ekiminin son üç yılda artmasına rağmen geçen yıl hiçbir alıcı bulunamadığını ve yaklaşık 100 ton buğday çiftçilerin elinde kaldığını belirten Demirci, "Ürün ambalajında "Ardahan kavılca buğdayı kullanılmıştır" ibaresi yer alan firma dahi geçtiğimiz yıl alım yapmadı. Bu durum çiftçileri buğday ekiminden uzaklaştırmış durumda" şeklinde konuştu.