Hasan Çelebi... Fani dünyayı güzelleştirdi baki dünyası da güzel olsun

Yazıları birçok caminin kubbe, mihrap, cümle kapısı ve duvarlarında, ulusal ve uluslararası koleksiyonlarda yer alıyor. Sultanahmet, Çamlıca, Hırka-i Şerif ve daha pek çok caminin kubbe yazıları onun elinden çıktı.

Hocaların hocasıydı; hat sanatının günümüze aktarılmasında, gelişip büyümesinde en büyük emek sahiplerinden biriydi.

Son buluşmamız, geçen Aralık ayında verilen Necip Fazıl Ödülleri vesilesiyle oldu. Bir ömür boyu harikulade çizgiler çeken, meşk eden ellerinin artık titrediğini görmek elem vericiydi.

Fotoğraf: Özkan Demir (Akşam Gazetesi sorumlu yazı işleri müdürü)

54 gün önce düzenlenen görkemli bir törenle, 2024 Necip Fazıl Saygı Ödülü tevdi edilen 'Hattatların Reisi' Hasan Çelebi Hoca, dünya sürgününü tamamlayıp, aramızdan ayrıldı.

Bereketli 88 yıllık ömrü boyunca hayatı güzelleştirdi.

Sayısız eserlerinin yanında 50'den fazla talebe yetiştirdi. Ki Hoca 'Benim en büyük eserim yetiştirdiğim talebelerdir' diyordu, büyük bir mütevazılıkla...

Oysa kıymeti uluslararası sözleşmelerde bile kayıt altına alınmıştı. UNESCO'nun Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'nde 'Yaşayan İnsan Hazineleri Ulusal Envanteri'nde yer alıyordu Çelebi.

Okumayı kendi gayreti ile öğrendi. Hat sanatına ilgisi köylerindeki caminin yazılarına ilgi duyması ve onları taklit etmesiyle başladı.

1956'dan başlayarak, emekli olduğu 1987 yılına kadar çeşitli camilerde imamlık yaptı.

Halim Özyazıcı'dan dört ay hat dersi alan Çelebi, 1964'te hattatların yaşayan en büyük üstadı olan Hamid Aytaç'ın talebesi oldu. Beraberlikleri, Hamid Bey'in vefatına kadar, 18 yıl devam etti. Ondan aldığı 'el' ile de ömür boyunca öğrenci yetiştirdi, icazet verdi.

İcazet aldığı günkü heyecanını sormuştum da şöyle cevap vermiti: