Hakanlıktan Başkanlığa...

Bir yönetim şekli olarak kıtalara hükmeden "imparatorluk çağları" geride kaldı.

Savaşlar, yıkımlar ve çöküşlerin ardından ortaya yeni ulus devletler çıktı.

600 yıl boyunca ayakta kalan, birkaç yüzyıl boyunca da altın çağını yaşayan Osmanlı İmparatorluğu, 19. Yüzyıla gelindiğinde tarih sahnesinden çekilirken, yerini ve mirasını Türkiye Cumhuriyeti'ne devretti.

"19. yüzyıl başından itibaren sömürgeci devletler güçlenirken Osmanlı'nın zayıflaması tesadüf değildi.

Batı savaşarak yıkamadığı Osmanlı'nın devlet yönetimine yozlaştırmış ve oluşan zaafları ustaca kullanmıştı.

İmparatorluk bünyesindeki azınlıkları tahrik ederek yıktıkları Osmanlı'nın enkazından kırktan fazla devlet çıkarmışlardı.'

Tırnak içindeki satırları araştırmacı gazeteci Nuh Albayrak'ın yeni çıkan 'Hakanlıktan Başkanlığa Türk Yönetim Sistemi' adlı kitabından alıntıladım.

Profil Kitap'tan çıkan eserinde Albayrak, Türk devlet geleneğinde hakanlıktan Cumhurbaşkanlığına uzanan sürecin önemli dönüm noktalarına ışık tutuyor.

Tarih boyunca "güçlü lider ve güçlü ordu" etrafında şekillenen yönetim biçimleri özetlendikten sonra, Osmanlı Devleti'nin yönetim anlayışı, azınlıklarla olan ilişkileri ve 19. Yüzyıldaki çalkantılı dönemleri ayrıntılı olarak ele alınıyor. Özellikle 1. ve 2. Meşrutiyet'in ilanı sonrası yaşananlar teferruatlıca anlatılıyor. Zira bu denemeler, Türk devletlerini asırlar boyunca zaferden zafere taşıyan 'lider' odaklı yönetim sistemini değiştirmeye yönelik (etkileri günümüze kadar sürecek olan) 'ilk makas değişiklikleri' idi.

Batılı emperyalistlerin Osmanlı'yı çökertmek üzere kullandığı (azınlıklar, ekonomi, kültürel emperyalizm, eğitim, matbuat, hayat tarzı vb.) tüm adımları adeta bir roman akıcılığı içinde ele alan Albayrak'ın kitabı, yalnızca tarih hafızamızı tazelemekle kalmıyor, bugünkü olaylarla geçmişte yaşananlar arasında irtibatlar kurarak tarihsel bir perspektif sunuyor.

Mesela, "Post-modern (silahsız) darbe' diye sunulan 28 Şubat sürecinde medyanın ''silah' yerine kullanılması "yeni bir buluş' olarak değerlendirilmişse de 120 yıl önceki Meşrtiyet sürecinde, çok daha çarpıcı bir "matbuat operasyonu' yaşanmıştı' diyor.