Bir gazetenin Ankara temsilcisi TRT ekranında konuşuyor: 'İsrail Gazze'yi mahvetti. Şu an, moloz toplama ve zemin düzleme işine başladılar, işgalci yerleşimciler için yeni yerler yapacaklar.'

İsrail'in yapmak istediği tam da bu evet, ancak (gazetecinin söylediği kadar) sonuca yakınlar mı

On yıllardır topraklarını savunan Gazze halkının direnişi, geçen yıl 7 Ekim'den bu yana bambaşka bir boyut kazandı.

İsrail'in (görülmemiş korkunçlukla) soykırım yaptığı Gazze'de bir metrekarelik dahi güvenli yer kalmadı. Ancak her şeye rağmen Gazzeliler topraklarını terk etmedi. Üstelik, hariçten konuşanlara göre daha umut varlar.

Geçenlerde bir film festivaline katılmak üzere ülkemize gelen Filistinli yönetmen Mohammed Almughanni, Gazze'nin kısa zamanda yeniden inşa edileceği umudunu taşıdığını söylüyor.

Düşünün ki, yönetmen olarak bir gün çekim yapmayı planlıyorsunuz ama İsrail ordusu beklenmedik bir şekilde sizi durdurabiliyor veya yerleşimciler sizi rahatsız edip tehdit savurabiliyor.

Neyin ne olacağını bilmeden, her an İsrail'in keyfi tutumuna göre film setleri iptal edilen, çekimleri ertelemek zorunda kalan, son derece zorlu şartlar altında mesleğini icra eden bir yönetmen bile gelecekten umudunu kesmiyor.

Filistinli sinemacılar böylesi zor şartlar altında çalışadursun, onların ürettiği bir avuç filme tahammül edemeyenler, dört bir koldan Filistinlilerin önünü kesmeye çalışıyor.

Türklere karşı Rum yalanlarını dizi yapan Netflix'in son icraatı Filistin koleksiyonunda bulunan 32 filmden 30'unu yayından kaldırmak oldu.

Dün Rum'a borazan olanlar bugün de Filistinli sanatçılara sansür uyguluyor.

Gerekçe mi

Söz konusu Filistin olunca, Müslüman coğrafya olunca her hangi bir gerekçeye ihtiyaç duyan var mı Allah aşkına! 'Biz yaptık oldu' diyorlar, öyle de oluyor.