'Başkan'a suikastın anatomisi

Hollywood'da ABD başkanları ve Beyazsaray'ı konu alan onlarca film çekilmiştir.

'Amerikan başkanı' kimi zaman dünyayı kötülükten kurtarmaya çalışan, kimi zaman da düşmanın hedefindeki kişidir.

Haliyle istihbarat ajanları ve yakın korumaları tarafından kurtarılan 'bir numara'dır.

Görünen o ki ABD Başkanı olmak tehlikeli bir iş; hatta filmlerdeki kadar şanslı olmayabilirler de...

Zira, eski ABD Başkanı ve yeniden başkan adayı Donald Trump'ı hedef alan başarısız suikast girişiminin, Amerikan siyasi tarihinde (ölümle sonuçlanan) başka örnekleri de var.

Bugüne kadar 4 Amerikan başkanı suikastlarda hayatını kaybetti.

Abraham Lincoln 1865'te

James Garfield 1881'de

William McKinley 1901'de

John Fitzgerald Kennedy ise 1963'te suikastla öldürüldü.

Çok sayıda ABD başkanı da Trump örneğinde olduğu gibi, kıl payı kurtuldu.

Söz konusu suikastlar Amerikan siyasi tarihinde pek çok tartışmalara yol açtı; bazı cinayet dosyaları halen tartışma konusudur.

Mesela bunlardan 1963 tarihinde gerçekleşen Kennedy suikastının aydınlanmamış tarafları vardır.

46 yaşında hayatını kaybeden Kennedy, tüm ABD başkanları arasında en genç yaşta ölen başkan olarak tarihe geçti. Kennedy suikastıyla ilgili dosyalar 2029'a kadar mühürlü kalacak.

Ünlü Amerikalı yönetmen Oliver Stone bu tartışmalı suikast üzerine bir film çekmiştir.

'JFK' yani 'John Fitzgerald KennedyKapanmayan Dosya' adlı film gösterime girdiğinde Amerikan kamuoyunda toplumsal bir reaksiyon oluştu ve yeni tartışmalara neden oldu. Suikastla alakalı yeni soruşturmalar ve araştırmalar başlatıldı. Bu filmin ardından bazı belgeler açıklanmak zorunda kaldı.

Film, New Orleans Bölge Savcısı Jim Garrison'ın bazı şüpheler üzerine, ABD Başkanı Kennedy'nin öldürüldüğü suikast dosyasını yeniden açmasıyla meydana gelen olayları konu alıyor.

Filmde, savcı rolündeki Kevin Costner'ın yanı sıra Gary Oldman, Jack Lemmon, Walter Matthau ve Joe Pesci gibi birçok ünlü oyuncu yer alıyor.

1991 yapımı filmde, Kennedy cinayeti Komisyonu'nun bulguları sorgulanır ve olayın daha büyük bir komplonun parçası olduğunun altı çizilir, cinayetin arka planı adeta tüm ilişkiler ağıyla birlikte gözler önüne serilir.

Filmin önermesi şudur: Siyasi cinayetler ve suikast girişimleri derin devletin içindeki çıkar şebekelerinin, küresel güçlerin, siyasi darbecilerin hesaplaşma yöntemlerinden biri olarak vuku buluyor.