Babamın yüzü İslam'dır

'Düşünün ki babanızla yan yana yürüyorsunuz. Babanız birden yere düştü ve yüzü çamura bulandı. Bu durumda ne yaparsınız Babanızı ayağa kaldırır ve gömleğinizle, mendilinizle onun yüzünü temizlemeye çalışırsınız. İşte ben de bu filmle babamın yüzüne bulaştırılan çamuru temizlemeye çalıştım; çünkü babamın yüzü İslam'dır.'

Fransa'da yaşayan Tunus asıllı yönetmen Nacer Khemir (Naser Hemir), 2005 yılında çektiği, tasavvufi hikayelerle bezeli 'Bab Aziz' filmini seyirciye takdim ederken bu kıssayı anlatıyor.

Bu sene Necip Fazıl Ödülleri Uluslararası Kültür Sanat Ödülü'ne layık görülen sanatçının bu kıssayı anlatmadaki maksadı, Batı kamuoyunda, bilinçli ve kasıtlı olarak, Müslümanları terörle ilişkilendirme çabalarına bir tepkidir

Bu bağlamda, düşüncelerini çeşitli platformlarda dile getiren Khemir, bir yönetmen olarak tavrını sinema eserleriyle de ortaya koyuyor. Hem de küresel güçlerin (sinema dahil) her alanda, farklı sesleri boğma çabasına rağmen.

Kendi ifadesiyle, tıpkı sabırlı bir dokuma ustası gibi, İslam medeniyetinin o devasa halısına, her eseriyle yeni bir ilmek atma gayreti güden sanatçı, bu duruşunu sinema eserlerine yansıtmadaki başarısı vesilesiyle ödüle layık görüldü.

Ödül dolayısıyla sarf ettiği 'kendimi eve dönmüş gibi hissettim' cümlesi, sanatçının gönlündeki bir özlemi dile getiriyordu:

Şöyle diyor Khemir: Sanat hayatım boyunca yönettiğim filmler ve yazdığım kitaplar birçok ödüle layık görüldü; fakat bu ödüllerin neredeyse hepsi yabancı ülkeler tarafından verildi. Eserlerimi bu ödüllere layık görenler, daha çok estetik ve görsel kaliteyi göz önünde bulundurdular. Aslında takdir ettikleri eserin formuydu; bu durumda eserin ruhu görmezden gelinmiş oluyor. İlk kez, kendi kültür coğrafyamın gönlünden koparak gelen bir ödül alacağım. Bu ödül, sanki uzun süredir sürgün edildiğim topraklardan beni geri çağıran bir seda gibi, garipliğin acı tadını ağzımdan silen bir su gibi. Benim için, Necip Fazıl Ödülü eserlerimin ruhuna verilen bir ödüldür.

Nacer Khemir'den bu cümleleri duyunca, Necip Fazıl ödüllerinin bir penceresinin de yurt dışına açılmış olmasının ne denli isabetli olduğunu bir kez daha idrak etmiş oldum.

Küçük bir adım, bir eylem, başkası için bir büyük hediyeye, nimete, muştuya, 'garipliğin acı tadını silen suya' dönüşebiliyor.