Alev Alatlı'nın vasiyeti

Allah dileyen, hak eden herkese böyle güzel uğurlanmayı, anılmayı nasip etsin; ülkemizin yetiştirdiği kıymetli mütefekkirlerden Alev Alatlı'nın vefatı kamuoyunda büyük bir üzüntü ve burukluğa yol açtı.

Vefat haberiyle birlikte onun görüşleri, tespitleri, televizyon programları yeniden dolaşıma sokulunca ne kadar büyük bir değeri yitirdiğimizin bir kez daha farkına vardık.

İbn Haldun Mukaddime'sinde der ki 'İnsan, ancak yararlı olanı elde etme ve zararlı olanı reddetme, ahlakını da bu hedefe kilitlemeye gayret etme ölçüsünde insandır.'

İbn Haldun'un işaret ettiği hedefe kilitlenmiş olarak dünya sürgününü tamamlayan Alatlı, kolaya kaçanlardan, ihmal edenlerden, erteleyenlerden olmadı, ömrü boyunca bilginin, eleştirinin ve yorumun peşinden koştu.

Tarihten hukuka, medeniyetten siyasete, şehircilikten dinler tarihine kadar aklınıza gelebilecek hemen ter alanda alın teri döktü, emek verdi, eser üretti.

Onun kadar çalışkanı az bulunur.

Alatlı ile ilk karşılaşmam 1990'lı yıllarda, Sultanahmet'teki Türk Edebiyatı Vakfı'nda geleneksel Çarşamba Sohbetleri'ne rastlar.

Ahmet Kabaklı'nın sunumuyla yapılan bu sohbetlerde Türkiye'nin önemli entelektüelleri gençlerle buluşur, konferanslar verirdi.

Kurulduğu 1972 yılından itibaren Cemil Meriç'ten Necip Fazıl'a, Arif Nihat Asya'dan Tarık Buğra'ya nice kıymetli ismi ağırlamış olan Vakfın o kahverengi kürsüsü adeta alternatif bir 'fakülte' gibiydi.

İlk kez orada dinlediğim Alev Alatlı'nın deryalar kadar derin bir mütefekkir olduğuna kanaat getirmiştim.

O yüzden Alev Alatlı denildiğinde şöyle bir durur, can kulağıyla dinlerdim.

En son okuduğum kitabı Amerikan sinemasının 'günah galerisini' gözler önüne seren "Hollywood'u Kapattığım Gün"ün yeni baskısıydı.

Son derece göz açıcı bir kitaptı.

Amerikan mitinin bir numaralı suç ortağı olan Hollywood, politikacılarla, iş adamlarıyla, orduyla, istihbarat teşkilatlarıyla birlikte hareket ediyor, (Alev Alatlı'nın deyimiyle) olan biteni onların istekleri ve çıkarları doğrultusunda sunarak tahrip edebiliyor, önce kendi halkını, sonra da dünyayı kandırabiliyordu.

Üstelik kahramanlar, korkaklar, teröristler, hainler saptayabiliyor ve dünyanın ekranda gördüklerine inanmasını sağlayan bir trans hali sağlayabiliyordu.

İşin en acıklı yanı, bizim gibi ülkelerde yaşayanlar da dahil olmak üzere, dünya entelijansiyasının önemli bir kısmı bu oyunu yutuyor, Hollywood'a asla hak etmediği bir huşu ile yaklaşıyordu.

Alatlı'dan bana gelen son postada ise onun emeğiyle hazırlanmış 'Bize Yön Veren Metinler' serisinin 3, 4 ve 5. ciltleri yer alıyordu.