ABD'nin çöplüğü!

Beyazın da beyazı Amerikalılar New York'u pek beğenmezler, sevmezler.Her ne kadar gücün, paranın, kariyerin, türlü çeşit fırsatların merkez üssü de olsa New York, onlara göre, çekilmez kalabalığı, yoğun göçmen nüfusu, trafiği ve gürültüsüyle adeta ABD'nin çöplüğüdür.Bu çöplük yakıştırmasını pek çok kere duymuşumdur.New York, aynı zamanda ülkede suç oranının en yüksek olduğu eyalet...Hakikaten de öyle tekinsiz semtleri, mahalleleri vardır ki tek başına yürümeye korkarsınız.Anlatırlardı; beyaz Amerikalılar, nerede olurlarsa olsunlar New Yorkluları halinden tavrından, giyiminden kuşamından tanırlar, onları fazla savruk, özensiz ve yoz bulurlar, küçümserler.Amerika'da hayat biçimleri ve kültürel davranışlar şehirden şehre bu denli değişken midir bilemem, ancak bildiğim, dünyanın her yerinde, büyükşehirlerin göçmenler için cazibe merkezi olduğudur.Nedeni basit.Bir: İş imkanları fazladır.İki: Küçük şehirlerin aksine, büyükşehirlerde fazla yadırganmazlar; kalabalıklara karışır giderler...Mesela Kanada'nın en büyük şehri Toronto'da 4-5 milyonluk nüfusun yarısı göçmenlerden oluşur. Özellikle Uzakdoğulu göçmen sayısı azımsanmayacak orandadır.Gelelim bize.Adına ister göçmen, ister mülteci, ister sığınmacı, ister yabancı diyelim...Suriye'de patlak veren iç savaşın ardından bizim şehirlerimiz, özellikle İstanbul, Cumhuriyet tarihinde hiç olmadığı kadar ani göç dalgasıyla karşılaştı.Avrupa'da on yıllar boyunca, sindire sindire olgunlaşan göçmen meselesi Türkiye gündemine ışık hızıyla girince, ister istemez sosyolojik ve ekonomik tartışmalar da beraberinde geldi.Bu aşırı göç dalgasına Avrupalı ve Ortadoğulu zenginlerin Türkiye'den mal-mülk edinme süreçleri de eklenince, iş konut fiyatlarına kadar geldi.Bu işin maddi yönü ama asıl hassas bir mesele daha var; o da şehirlerin gittikçe erozyona uğrayan kültürel dokusu...Gazeteci Gaffar Yakınca, Credit Suisse bankasının raporunu hatırlatmış.Rapora göre, dünya genelinde, üst-orta sınıfa dahil insanların sayısı son yirmi yılda yaklaşık beş kat artmış.'Oysa' diyor Yakınca, 'Paris bir tane, Roma, İstanbul, Moskova, Atina bir tane...'Dolayısıyla bu şehirler artık zengin olmayanlara