2024'e damga vuran dizi kuşkusuz, tabii'de yayınlanan Gassal oldu.

Şehir meydanlarına asılan o reklam cümlesiyle başladı her şey; 'Ölünce beni kim yıkayacak'

Bu cümleden hareketle, bir tartışmadır, aldı başını yürüdü...

'İnsanları karamsarlığa sürüklüyor' dediler, sırf adına ve yayınlandığı platforma bakarak dizi aleyhinde kampanya başlattılar.

Tuhaftır, modern insan ölümü o kadar öteledi ki, onu hatırlatacak her şeye ateş püskürür oldu.

Oysa ortada kaçınılmaz gerçek var; makam, mevki, kişi ayırt etmeksizin herkes için malum son: Ölüm...

Sonunda (muhalif de olsa) içlerinden bir gazeteci çıktı da hakikati konuştu.

Çevresi tarafından yadırganmayı göze alarak dedi ki: Bir dizi veya filmi izleyince, beğenince veya sevince, ondan bundan olmazsanız, endişe etmeyin. Üstelik Gassal'da siyaset ve propaganda yok, hatta bir mesaj kaygısı da yok. Ama herkese değebilecek bir öyküsü var. Artık yalı ve köşkten çıkmayan tiplemelerden, çoğumuzla ilgisi olmayan zengin züppe hikayelerinden bunalmadınız mı Hah! Tüm ezberinizi bir zahmet bozun ve özgün olanı talep edin artık. Üstelik 2024'te çekilmiş kesinlikle en iyi şey, salt diziler de değil ha, filmler de buna dahil!

Doğru söze ne denir

Ama yine de 'dediğim dedik'çi bir kesim var ki iflah olmazlar.

Neymiş, başka isim mi bulamamışlar, iyi olsa bile izlemeyecekmiş.

Gassalın adı bin yıldır gassal işte! İlla başka bir isim istiyorsan senin güzel hatırın için 'ölü yıkayıcı' diyelim.

Aslında mesele dizinin adı, konusu falan değil. 'İktidarın sesi' olarak belledikleri TRT ve onun dijital platformu tabii, ağzıyla kuş tutsa beğenmeyecek. Öyle şartlamış...