'Paralel devlet'ten çocuk istismarına

Mavi göğün altında uçsuz bucaksız sarı çiçekler. Koparmaya kıyamadığının üstüne de basmıyorsun.

Önümde bir çocuk istismarı dosyası duruyor. Okumaya başladım. Derken sanığın tuhaflıklarından şüphelendim. Sorgulayınca film gibi hikayenin içine düştüm.

Talip A. ünlü bir mobilyacı. 90'lı yılların başında yaptığı evliliği, 2004 yılındaki bir magazin haberi şöyle aktarıyor:

"Bahar ve Talip A. çifti, evlilik hazırlıkları yaparken piyasada istedikleri gibi masa ve sandalye bulamayınca mobilyacı olmaya karar vermişler."

Çeyiz arayışından mobilya devi çıkar mı derseniz, gerçek boşanırken ortaya çıktı. Bahar A. , "Evlendiğimizde hiçbir şeyi yoktu" dediği Talip A.'nın sırlarını ortaya dökmeye başlamıştı. 2010 yılında Hürriyet gazetesine yansıyan boşanma haberinden aktarayım:

"Bahar A.,eşinin 2004'te bir cemaate dahil olduktan sonra kendisi ve çocukları üzerinde baskı kurduğunu, şiddete başvurduğunu, çocuklarını okulundan alıp cemaat okuluna verdiğini, cemaate para aktardığını, kendisine 'Biz mi cemaat mi' diye sorduğunda ise 'Cemaat' yanıtını aldığını öne sürdü."

Devir Fethullah'ın devriydi. Bahar A. karşısında bir anda FETÖ'yü buldu. Talip A.'nın karşı hamlesi gecikmedi. Söylediğine göre karısı gizli dinleme yaparak sırlarına vakıf olmuştu: "Bana 'seni yakarım, her şeyi biliyorum' dedi. Her şeyi biliyorum sözünü de elindeki telefonu sallayarak söyledi".

Yine haberlerden aktarayım:

"Talip A., 'eşimden ayrı yaşıyorum ama her nedense yaptığım her işten haberi var, sanırım dinleniyorum' dedi. Mahkeme de bu dilekçeyi İstanbul Organize Suçlar Şubesi'ne göndererek iddianın araştırılmasını istedi."

Karı-koca arasındaki boşanma davası, emniyet içinde ekip savaşlarına dönüştü. Dosyayı, FETÖ'nün kontrolündeki Organize Şube aldı. Önce Bahar A'ya, ardından dinlemeyle suçlanan iki polise operasyon yapıldı.

Bahar A., eşini dinlettiğini kabul etti. Gerekçesini şöyle anlattı: "Eşimi dinlettim çünkü mal varlığımın herhangi bir cemaate aktarılmasını istemedim".

Bahar A., boşanma davalarında gördüğümüz hatalardan birini yapmıştı. Gelgelelim, sert kayaya çarpmıştı. "Örgüt üyeliği" dahil çok ağır suçlardan yargılandı. Başlattığı "Cemaat" tartışmasının medya, yargı ve polis eliyle boğulması zor olmadı.

ÖĞRETMENİ DUYDU

Sonra

Talip A. kendisini unutturdu. 2014 yılında yeni bir evlilik yaptı. İki kız çocuğu oldu. 15 Temmuz sonrasında FETÖ gerekçesiyle pasaportuna el konsa da ondan da kurtulmayı başardı.

Derken

Önümdeki mahkeme dosyasını açıyorum. Bodrum'daki bir okulda, çocukların Türkçe bildiğinin farkında olmadığı bir İngilizce öğretmeni anlatıyor: "Sıra arkadaşı şöyle bir cümle kurdu. 'O ne kadar kötü bir baba, siz onu yumruklamıyor musunuz' diye söyledi. Ben de kulak kabarttım. A. da bunun üzerine bizim özel bölgelerimize bakmak istiyordu. Biz istemediğimizde çok kızıyordu gibi bir şey söyledi."

Çocuk, detaylarıyla anlatmaya devam ediyordu. Öğretmen, küçük kızın sıra arkadaşına anlattıklarından dolayı nefes alamıyordu. Kendisini sınıftan dışarı attı. Okula annesi çağrıldı. Anne yaşananları doğruladı. Babası, kendi kızını istismar ettiği iddiasıyla yargılanıyordu. O baba Talip A.'aydı.

DOSYAYA GİREN GÖRÜNTÜLER

Dosyada, çocuğun, adli psikolog eşliğinde istismarı anlattığı ifadesi var. Psikolog not düşmüş: "Kendini yeterince ifade edebilmiş ve görüşme sürecinde uyumlu olduğu gözlenmiş olup, mevcut durumda ifadelerinin itibar edilebilir olduğu düşünülmüştür."