Yarının kavgasına bugünden bakalım

Hareket bilinirse doğa öngörülebilir hale gelir.

Türkiye, tartışması hiç bitmeyen bir ülke. Tam duracak derken her şey yeniden başlıyor gibi oluyor. Geleceğin krizleri de bugünden hazırlanıyor.

Yine dilinin altında ne var diyeceksiniz, anlatayım...

2026'ya giriyoruz. İktidardan gelen sinyallere dahi bakarsanız, seçimin yapılması iki yılı bile bulmayacak. Ülkeyi seçime elbette Yüksek Seçim Kurulu (YSK) götürecek.

Bugünlerde YSK'de, muhalefet pek ilgilenmese de kritik bir seçim var. Yargıtay kontenjanından YSK'ye seçilen kurul başkanı Ahmet Yener, üyeler Orhan Usta ve Mahmut Akgün ile Danıştay kontenjanından seçilen başkanvekili Ekrem Özübek, üyeler Ali Ürker ve Battal Öğüt'ün görev süresi doluyor. Bu nedenle, ocak ayının ikinci haftasında, 6 üye için, Yargıtay ve Danıştay'da seçim yapılacak. Ardından göreve devam eden üyelerle birlikte YSK başkanı seçilecek.

MUHTEMEL BAŞKANIN ÖZGEMİŞİ

İktidar kulislerinde biraz dolaştım. Sizce "YSK'nin yeni başkanı kim olur" dedim. Hemen herkes Dr. Serdar Mutta ismini verdi. Yargıtay üyesi de olan Mutta, halihazırda YSK'de göreve devam eden üyelerden. İktidar da Mutta'nın YSK başkanlığını desteklediği sinyalini veriyor.

Ama...

Bir çekince olduğunu öğrendim. Tam da şimdi "Muhalefetin eline koz verir miyiz" endişesi Mutta'nın isminin üzerinde bir gölge gibi duruyor.

İyice kafanız mı karıştı Tane tane anlatayım.

Malum, CHP, "adayımız Ekrem İmamoğlu" dedi. Ardından hızlı bir operasyon silsilesi başladı. Açılan davalarda henüz bir hüküm olmasa da diplomasının iptal edilmesi adaylığının önüne resmen set çekti. CHP halen "adayımız İmamoğlu" dese de yarın yine de İmamoğlu'nun adaylığını YSK'ye götürse de YSK, "Kıbrıs'tan geçişle aldığı diploması iptal edilmiş" diyerek başvuruyu reddedecek. Evet, bunu da kamuoyuna yeni başkan duyuracak.

Peki buradaki sakınca ne

Malum, son dönemin diploma krizleri İmamoğlu ile sınırlı kalmadı. Yargıdan YÖK'e kadar bir dizi kurumun devreye girmesiyle, özellikle yurtdışından alınan usulsüz diplomalar ya iptal edildi ya da tartışma konusu oldu.

Gelelim Mutta'ya...

YSK'nin resmi sitesinde Dr. Serdar Mutta'nın özgeçmişi var. Meselemizi ilgilendiren kısmı şurası: "Sırasıyla Hüyük, Uzundere, Türkoğlu Hâkimlikleri ile Adalet Müfettişliği, Adalet Bakanlığı Personel Daire Başkanlığı, İcra ve İflas Hizmetleri Daire Başkanlığı, HSYK Genel Sekreter Yardımcılığı ve Adalet Bakanlığı Yüksek Müşavirliği görevlerinde bulunmuştur. 16.07.2018 tarihinde Yargıtay üyeliğine seçilen MUTTA, halen Yargıtay Onikinci Hukuk Dairesi üyesi olarak görevini sürdürmektedir. (...) 05.06.2021 tarihinde Yakın Doğu Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Kamu Hukuk Ana Bilim Dalında 'Ceza Muhakemesi Hukukunda Adli Kontrol' isimli tez çalışmasıyla da doktora çalışmasını tamamlamıştır."

YÖK'ÜN 200 GÜN YURTDIŞI ŞARTI

Halen kamuda olup başta Kıbrıs olmak üzere yurtdışından diploma alanlar var. Ancak son dönemin tartışmalarından da korktukları için bu diplomaları görevlerinde kullanmıyor, özgeçmişlerinde göstermiyorlar. Bunun nedeni elbette diplomanın denklik şartlarını sağlamasına dair tartışma. Hele doktora meselesi daha da hassas.

Şöyle ki...

YÖK'ün "yurtdışı doktora denkliği" üzerine bir yönetmeliği var. 6. maddesinin ikinci fıkrasında şu yazıyor: "Doktora eğitiminin YÖK tarafından tanınan yükseköğretim kurumlarında örgün eğitim yöntemiyle alınmış olması şarttır. Üniversitelerarası Kurul Yönetim Kurulu tarafından, doktora yapılan ülke, doktora tez konusu ve içeriği, doktora döneminde ders alınıp alınmadığı gibi her bir başvurunun kendine özgü şartlarının değerlendirilmesi saklı kalmak kaydıyla;