Yargıdaki rüşvet bataklığının belgeleri

Yıkanmaya giriyorsun, çamurla çıkıyorsun. Sorun ne sabun ne lifte. Suyu kirletmişler, suyu!

Sabah uyanıyoruz yargı haberiyle güne başlıyoruz. Akşam bir başkasıyla uykuya dalıyoruz. Ne kadar çok mahkeme haberi okuyoruz.

Herkesin kendi işini savcıyla ve hakimle gördüğü bu kara düzende mesele sadece adaletin itibarsızlaşması değil. Sistemde herkesin herkesle kavgası var. Bir yanda ülkücüler, bir yanda Hakyol, bir yanda İstanbul grubu. Bir yanda bakan bir yanda bakan yardımcıları. Bir yanda Çağlayan Adliyesi bir yanda Anadolu Adliyesi.

İşte "herkesin herkesle savaştığı" bu sistem, bazı davalar üzerinden etkisini gösteriyor. Dosyaların içinden kamuoyuna şaşırtıcı bilgiler sızıyor. Dilan Polat dosyası da bunlardan biri.

Hatırlarsınız, size savcısının hikayesini anlatmıştım. Çağlayan Adliyesi'nde görev yapan Savcı G.K., daha önce başsavcıyla ters düşmüştü. Yürüttüğü bazı soruşturmalarda usulsüzlük yaptığı gerekçesiyle Savcı G.K. HSK'ya şikayet edilmişti. Savunma veren G.K. ise başsavcı ve vekilini suçlamış, kendisinden kritik FETÖ dosyalarının da aralarında olduğu bazı dosyaların kapatılmasının istendiğini söylemişti. Savcı hakkında geçen günlerde HSK'dan kınama cezası çıktı. Bu arada Savcı G.K. Çağlayan'dan Anadolu Adliyesi'ne gönderilmişti. Oradaki Başsavcı ile de Çağlayan Adliyesi arasında sorunlar vardı. Savcı G.K. burada, bu kez başsavcıyı da yanına alarak kavga etmeye devam etti. Dilan Polat soruşturmasını yürüterek popüler bir hikayenin de parçası haline gelen Savcı G.K. hakkında, Dilan Polat soruşturmasının detaylarını dışarıya servis ettiği gerekçesiyle yeni soruşturma açıldı. Bu arada Savcı G.K.'nın eşinin Adnan Oktar Yapılanması'nın eski mensubu olduğu ortaya çıktı. Erzurum'a gönderilen Savcı G.K. emekli oldu.

Her şeyi özetlemek kolay değil. Bu iç kavgalar gazeteciler için ise bir fırsat. Zira sızan belgelerin her biri haber değeri taşıyor.

"BENDEN RÜŞVET İSTEDİLER" DİLEKÇESİ

Önümde iki ayrı kritik belge var. Biri Savcı G.K.'yı açıkça rüşvetle suçluyor. Belgeden ilk kez Gazeteci Seyhan Avşar Halk TV'de bahsetti. Dilan Polat dosyasındaki sanıklardan Ahmet Gün, Savcı G.K.'dan ve soyadını bilmediği 'Komser Ahmet'ten şikayetçi olmuştu. Dilekçeyi okuyorum, 3. Maddesi kritik: "Soruşturma dosyası kapsamında menfaat talebi". Suç tarihi olarak ise 1 Kasım 2023 ve 16 Kasım 2023 yazıyor. Bu tarihlerin önemini şikayetçi şöyle belirtmiş: "Kızım C.N.G.'nin Emniyet'teki telefonu ile eşimin aranarak Bitcoin istenilme talebi". (C. Nur Gün'ün de şikayetini 21 Aralık'ta Cumhuriyet'te haberleştirmiştim)

Dilekçede olayın devamı şöyle anlatılmış: "() Komser Ahmet'in tarafıma 'savcı gönderdi' diyerek taleplerinin nasıl jandarmadan gizlenmeye çalışıldığı, () Kamera kayıtlarının dosya içine alınarak Komser Ahmet hakkında ve onu peşimden gönderen Cumhuriyet Savcısı hakkında kamu davası açılmasını talep ederim."

Yani Dilan Polat dosyası şüphelisi Ahmet Gün, hem Savcı G.K.'yı hem de onunla iş tutan polisleri rüşvetle suçlamış. İddiaya göre 'Komser Ahmet' denilen kişi de bu dilekçeden sonra görevden alınmış.

RÜŞVETİ AL-VER KONUŞMALARI

Gelelim ikinci belgeye

İlk kez duyacağınız bu belge ise belli ki Savcı G.K. kaynaklı. Daha önce bahsettiğim soruşturmalardan birinde, işadamı M.A.'dan rüşvet almakla suçlanan Savcı G.K., işadamı M.A. dosyasındaki bazı WhatsApp konuşmalarını devletin ilgili birimlerine sunmuş. Bu konuşmalara dayanarak özetle "ben değil asıl onlar rüşvetçi" demiş.

O mesajlaşmaları açıp okudum. İçinden bazı cümleleri aktarayım: "Görüşeyim çözülür istenilen parayı versin yeter ki",