Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.
Bir zamanlar aynı stüdyoda tarih konuşurlardı. Kimi kızarak kimi alkışlayarak izlerdi. Aynı masada farklı görüşler buluşurdu. Sonra medya da değişti programlar da. Konuşmaya devam etmeyi geçtim... Patron değiştiren kanala bile el kondu. Bu sırada masa zaten çoktan dağıldı.
Biliyorsunuz Fatih Altaylı o masadan kalktıktan sonra YouTube'da devam etti. Türkiye'nin açık ara en çok izlenen gazetecilik programını yaptı. İçeriği de iktidarı kızdırıyordu.
"Halkın yüzde 70'i cumhurbaşkanının ömür boyu cumhurbaşkanlığına karşıymış, ne diyorsunuz" sorusuna verdiği yanıtın 29 saniyesinden bahane buldular. Osmanlı sultanlarının bile sınırsız iktidara sahip olmadığını anlattığı cevaptan "cumhurbaşkanına tehdit" suçu ürettiler.
BARDAKI'DAN TARİH DERSİBen de sizin gibi, "Acaba Altaylı'nın bir dönem aynı masada tarih konuştuğu isimler bu mesele hakkında ne düşünüyor" diye merak ettim. Öğrendim ki Murat Bardakçı ve İlber Ortaylı dosyaya bir görüş vermiş. Merakla okudum.
Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu üyeliği de yapan tarihçi Murat Bardakçı, verdiği mütalaada şunları söyledi:
"Osmanlı tarihinde, padişah öldürmelerinin örnekleri mevcuttur. Yeniçerilerin ayaklanmaları üzerine tahttan indirilen padişahlardan beşi katledilmiştir. Yine tahtından indirilen bir padişahın ölümünün cinayet olup olmadığı, bugün de tartışılmaktadır."
II. Bayezit, Genç Osman, Sultan İbrahim, Üçüncü Selim, Dördüncü Mustafa'nın katlini ve Sultan Abdülaziz'in tartışmalı ölümünü anlatan Bardakçı, Altaylı'nın programı için şu ifadeleri kullandı: "Dava konusu konuşmada, yapılan anketin sonuçlarını değerlendiren Fatih Altaylı'nın, yorumunu Osmanlı tarihi ile ilgili yukarıda sıraladığımız tarihsel gerçeklerle anlatmaya çalıştığı sonucuna varıldığını, sayın mahkemenizin takdirine sunarım."
İLBER HOCA'NIN MÜTALAASIMütalaasını "Medipol Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi ve Galatasaray Üniversitesi Hukuk Tarihi öğretim üyesi" titriyle imzalayan Ortaylı da bir tarih profesörü olarak Altaylı'nın programdaki ifadelerinin gerçek olup olmadığını incelemiş: "Osmanlı tarihinde hal dediğimiz vakıa ilk önce II. Bayezit'in, oğlu büyük komutan Yavuz Selim Han tarafından tahttan indirilmesiyle başlar. (...) Genç Osman'ın da hali aynı şekilde olmuştur. (...) I. İbrahim ruhsal bozukluktan dolayı yine fetva ile hal edilmiştir. Dördüncü Mehmet için de söz konusu hal, şeri vakıalara ve verilen fetvalara uygundur."
Ortaylı, Altaylı'nın konuşmasında bahsi geçen padişahların yaşadıklarının tarihsel gerçeklik olduğunu anlattığı mütalaasında, "hal" denilen "tahttan indirme"nin fetva alınarak gerçekleştiğini not etmiş: "İkinci Mustafa için de Edirne vakıası sonunda böyle bir fetva verilmiştir. Bu hükümdarların hepsi kafes ardına, yani inzivaya çekilmekte ve sarayda tutulmaktadırlar. Üçüncü Selim için de durum aynıdır. Üçüncü Selim, 19. asrın başında katledilen son Osmanlı padişahıdır. (...) Fatih Altaylı'nın konuşmasında kastettiği son olay, doğrudan doğruya Sultan Abdülaziz Han'dır. Askeri bir darbeyle tahttan indirildi. Gene aynı şekilde haline fetva verildi. (...) Son hal edilen Padişah İkinci Abdülhamit de fetva kararıyla indirilmiştir."
ALTAYLI SADECE ANALİZ YAPTIII. Osman'ın katledildiğini, tarihçilerin Abdülaziz'in de katledildiğine inandığını söyleyen Ortaylı şu ifadeleri kullandı: "Sayın Altaylı'nın bu vakıaları bildiği malumdur. Demeci bunlara dayanmaktadır."
Ortaylı, Cumhuriyet tarihindeki darbeler sürecine de bilimsel görüşünde yer verdi. 27 Mayıs'tan 12 Eylül'e kadar tüm darbelerin kısa süre sonra sivil siyasete geçişle sonuçlandığını anlatan Ortaylı, şu çıkarımda bulundu: "Dolayısıyla, Türkiye'de sandık demokrasisi veya darbeler üzerinde konuşan bir muharririn aksine çok iddialı tezler ileri sürmesi mümkün değildir. Zaten Fatih Altaylı'da da böyle bir görüş olmadığı malumdur. Tamamen geçmişin bu şekilde analizini yapmaktadır. Demokratik seçim mekanizmasına inandığı açıktır.