Yıkıp kurulan yalnızca oyunu değiştirir sanırsın. Oysa zamanla oyunun kuralları da değişir.
"Eski CHP genel başkanı hakkında siyaset yasağı istendi" cümlesini sıkça duyuyoruz. Gelgelelim "Neden" diye sormuyoruz.
Biri önümde...
31 Ocak 2024 tarihinde, Kılıçdaroğlu aleyhinde hazırlanan iddianamede üç müşteki var. Üçü de MHP'nin tepesindeki isimler: Feti Yıldız, İzzet Ulvi Yönter, İsmail Faruk Aksu.
Peki konu ne
MHP'li vekiller, Kılıçdaroğlu'nun konuşmalarıyla suç işlediğini iddia etmişler. En başa da HDP'nin hapisteki lideri Demirtaş hakkındaki sözlerini yazmışlar.
Kılıçdaroğlu, 5 Eylul 2019'da, Erdoğan'ı eleştirmiş: "Beyefendi hâkim yerine geçiyor, 'Bunları bırakamayız' diyor. Sen misin hâkim, kursude oturan kişi mi hâkim Hâkime diyor ki böyle karar ver, bak bırakmayacaksın diyor. Hâkim de bırakırsa başına hangi felaketlerin geleceğini biliyor."
23 Eylül 2019'da ise gazetemize konuşmuş: "Türkiye'de adaletin olmadığını, siyasal baskıların yargıçlar üzerinde de sürdürüldüğünü herkes biliyor. Selahattin Demirtaş'ın tahliye edilmesi gerekirken siyasal iktidarın talebi uzerine tekrar tutuklanması aslında bir hukuk faciasıdır."
20 Haziran 2019'da da Gazete Duvar'a: "Kürdistan lafını kullandı diye milletvekilini parlamentodan atıyorlar ama eski başbakan, eski TBMM başkanı kullandığı zaman, kendi partisinden olduğunda hiçbir şey olmuyor. İyi de o adamı niye hapse attınız Ne işi var Selahattin Bey'in hapiste Kaldı ki hiçbir siyasetçi siyasal düşüncelerinden dolayı hapse atılmamalı."
Uzatmayayım...
MHP'nin tepesindekiler, Demirtaş'ın suçlu olduğunu, Kılıçdaroğlu'nun konuşmalarıyla suçu ve suçluyu övdüğünü, hatta devlet organlarını aşağıladığını iddia ederek savcıya gitmiş.
İşin ilginci, Ankara Cumhuriyet başsavcı vekili de MHP dilekçesini iddianameye dönüştürmüş. Kılıçdaroğlu hakkında zincirleme şekilde suçu ve suçluyu övmekten ceza istemiş. Ayrıca siyasi yasak da talep etmiş.
ÖCALAN-DEMİRTAŞ ÇELİŞKİSİİşte o MHP...
Yaptığı konuşmalar nedeniyle hapse atılan Demirtaş'ın yargılamasını eleştirmenin suç olduğunu söyleyen MHP...
Demirtaş'ın hapisten çıkmasına dair fikir belirtenin hapse atılmasını isteyen MHP...
Milletvekili dokunulmazlığını, siyasi parti genel başkanlığını umursamadan Kılıçdaroğlu'nun bu yüzden cezalandırılmasını isteyen MHP...
Şimdi, Öcalan'ın tahliyesi için nasıl oluyor da infaz düzenlemesi istiyor Nasıl oluyor da cezaevinden çıkarılıp Meclis kürsüsünden konuşturulmasını talep ediyor Nasıl oluyor da Kavala-Demirtaş için AİHM kararlarını uygulamayın diye diretirken bugün Öcalan hakkında AİHM'nin verdiği "umut hakkı"nı öneriyor
Sahi, MHP'nin tepesindeki üçlü, Bahçeli için de savcılığa dilekçe verecek mi
Elbette cevaplar belli. "Birinci çözüm süreci"nde olduğu gibi ikincisinde de ana dert; demokrasi, insan hakları, yurttaşların sorunlarının çözülmesi, yanlış hukuk kararlarının düzeltilmesi değil. İktidar bloku hem yeni bir oyun kuruyor hem de kurduğu oyun alanını genişletiyor.
AKP-MHP'NİN ÜÇ HEDEFİMHP'den gelen açıklamalarda kullanılan "devlet aklı" ifadesi, Bahçeli'nin çıkışının MHP buluşu olmadığını, Erdoğan ve güvenlik bürokrasisiyle planlama yapıldığını gösteriyor. Öcalan'ın yapacağı açıklamaya duyulan güven ve "ne Kandil ne Edirne, adres İmralı" söylemi ise Öcalan ile görüşmelerin adım atma aşamasına geldiğini gösteriyor. 2023 seçimlerinde "Çözüm adresi Meclis" diyen muhalefeti hain ilan eden iktidarın bugünkü tavrı ise çözüm denilen pazarlıkların yine kapalı kapılar arkasında süreceğini anlatıyor.