İnsan ancak eğilirse özgür olur.
Bugün 10 Kasım. Atatürk'ün ölüm yıldönümü. Okullar tatil!
Cumhuriyet aynı zamanda bir eğitim devrimiydi. Eğitimi ayrıcalık olmaktan çıkarıp yurttaşlar için hakka dönüştürmüştü. Bu yüzden kamusal eğitim öncelikliydi. En ücra köylerde açılan okullardan; mühendisler, doktorlar, cumhurbaşkanları yetişti. Yakın zamana kadar da en iyi okullar devlet okullarıydı.
Şimdi...
Milli eğitim bakanı, konu eğitim olunca sürekli siyasetten bahsediyor. Gayet normal. ünkü sağcısı solcusu, muhafazakârı sosyalisti, bütün yurttaşlar eğitim kurumlarının çöküşünden şikâyet ediyor. ocukları iyi eğitim alsın isteyenler özel okula yolluyor. Eğitim kamusal bir hak olmaktan yeniden bir ayrıcalığa dönüşüyor. Yakın zamanda gördük, okullardaki sabun bile koca devlet için krize dönüştü! İşte bu yüzden, bakan, eğitim denince siyasetten başka bir şey söyleyemiyor.
OKUL OLMAKTAN IKMIŞÖnümde bir okul velisinin savcılığa yaptığı suç duyurusu duruyor. Aslında yazanların büyük bir kısmının suç ile ilgisi yok. Daha çok okulların halini gösteren disiplin sorunları. Bahsedilen okul Yeşilköy 50. Yıl Anadolu Lisesi.
Velinin dilekçesini özetleyeyim:
Okulun tuvalet, lavabo, sınıfları temizlenmiyor. eşmelerden su akmıyor. Lavabolar sadece öğrencilerin sigara içmesi için kullanılıyor. Dersler boş geçiyor. Okuldaki disiplinsizlik öyle halde ki öğrenciler derste elektronik sigara içebiliyor. Öğrenciler öğretmen masasında bile cinsel yakınlaşmalar yaşıyor. Okula sürekli zorunlu bağış talep ediliyor. Bir öğretmen öğrencisi reşit olduktan sonra eşinden boşanıp öğrencisiyle evlendi. Okulun rehberlik öğretmeni danışan öğrencilerle müstehcen konuşmalar yapıyor.Veli, daha önce okula gidip kavga etmiş ve mahkemelik olmuş. Ardından okulda yaşananlar nedeniyle öğrencisini devlet okulundan alıp özel okula vermiş. Veli, anlattıklarını kanıtlayan video ve fotoğrafları da savcılığa vermiş. Bunları inceleyince "Burası okul olabilir mi" diye iç geçiriyor insan!
ÖĞRENCİNİN SAVCIYA ANLATTIKLARIBakırköy Cumhuriyet Savcılığı dilekçenin ardından soruşturma başlatmış. Elbette, okuldaki disiplin ya da temizlik savcılığın meselesi değil. Bu nedenle daha çok rehber öğretmen olayıyla ilgilenmiş. Öğrenciyi çağırıp ifade almış. Öğrenci B. rehberlik odasında farklı zamanlarda öğretmenin söylediklerini savcıya şöyle anlatmış:
"Dondurmayı arkadaşın kadar olmasa da sen de güzel yalıyorsun. Seni ünlü yapabilirim ama belli koşulları olur. Modelliğe çok uygunsunuz. Ne zaman reşit olacaksınız Benim 20 yaşında sevgililerim var, sizi organizasyon yaptığım kulüplere sokabilirim."
Okulların halini gösteren hikâyede acaba anlatılanlar abartılı mı diye düşündüm. Dosyayla ilgilenen hukukçu eşliğinde üç öğrenciyle telekonferans yaptım. Onlardan tek tek okullarındaki durumu anlatmalarını istedim.
DERSLER BOŞ TACİZ VARN.: Rehberliğe gittiğimde konu hep erkek arkadaşa geliyor. Neler yaşadığımızı malum cevabı alana kadar soruyor. Üç arkadaş dondurma yediğimiz sırada hangimizin daha iyi yaladığını karşılaştırdı. Bana fiziğimin güzel olduğunu, mankenlik ajansı olan arkadaşlarıyla görüşebileceğini söyledi.
B.: Telefon numaramı istedi, seneye reşit olduğunda beraber eğlenmeye gideriz dedi. Bir başka öğretmenin de cinsel içerikli videosu sosyal medyaya düştü. Öğrenciler birbirine yolluyordu.
Y.: Hep konuyu cinselliğe getiriyor. Odasının önünden etekle geçerken seni model yapsak etek satış patlaması yapar dedi.
N.: Okulda sabun yok. Peçete yok. Temizlik yok. Öğretmenler çoğunlukla ders anlatmıyor. Öğrenciler ders sırasında sigara içmeye çıkıyor.

4