Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Dün bu yazı yazılırken, herkes, gazeteci Merdan Yanardağ ve İmamoğlu'na casusluk operasyonu yapılmasına basamak olan Hüseyin Gün'ü soruyordu. Cevabı, 3 aydır tutuklu olduğu dosyada var.

1974 yılında Almanya'da doğmuş. İlkokulu ve ortaokulu Mersin'de okumuş. Ailesi orta 3'te İngiltere'ye eğitime göndermiş. Liseyi bitirdikten sonra Londra'da genetik mühendisliğine girmiş. 1996'da okulu bitirmesinin ardından Cenevre'de petrol şirketinde işe başlamış. Bir yıl sonra Merrill Lynch Bankası'nda yoluna devam etmiş. 2004 yılına kadar çeşitli şirketlerde çalıştıktan sonra, 2004 yılında bir konferansta tanıştığı Seher Alaçam ile ortak Avicenna Kapital isimli yatırım firmasını kurmuş.

Alaçam ile nasıl bir ilişkisi var derseniz...

İş ortaklığından fazlası, Gün ona "manevi annem" diyor. Alaçam'ın parasına, hatta hayatına Gün yön veriyordu. Hüseyin Gün'den yaşça oldukça büyük olan Alaçam'ın, Ümit isminde bir de oğlu var. Gün'ün anlattığına göre Seher Alaçam, "haylaz bir hayat süren" oğlundan çok Hüseyin Gün'e güveniyordu. Şirket 2012'ye kadar ayakta kaldı. Buradan sonra kendi ifadesiyle teknoloji yatırımlarına yöneldi: "Bu yatırımlarımın bazılarında Seher Alaçam ve Latif Aral Aliş isimli şahıs vardı. Kendisi aile dostum olur. Bu kişiyle de Sargun Savunma Sanayi isimli bir şirket kurmuştum."

Merdan Yanardağ'ı günlerdir manşet yapanlar farkında mı bilmem...

Gün'ün "aile dostum", "birlikte şirket kurduk" dediği Aliş, savunma sanayinde herkesin bildiği Sarsılmaz Savunma'nın sahibi. ATAK, HÜRKUŞ, HÜRJET, KAAN gibi projelerde devletle birlikte çalışıyor.

GEREK OĞLU İHBAR ETTİ

Gün, çoğunlukla İngiltere'de yaşıyordu, Türkiye'ye geldiğinde ise Seher Alaçam'ın evinde kalıyordu. Alaçam, 2022 yılında evinin havuzunda ölü bulundu. Alaçam'ın ölümünün ardından bir süre daha o evde yaşadı. Sonra adresini değiştirdi. 2024'te Şişli'de aldığı eve taşındı.

Her şey 2 Mart 2025 günü 112'ye Seher Alaçam'ın öz oğlunun yaptığı ihbarla başladı. İhbar kayıtlara şöyle girmiş:

"Hüseyin Gün Türk ve İngiliz vatandaşı. İsrail ve Amerika için çalışıyor. Yabancı istihbaratla çalışıyor. Yeni çıkan asker şahısların projelerini çalar. 2005'ten beri tanıyorum. Annemin evinde yazılı dosyalar bırakmış, orada gördüm, ekiplere teslim edebilirim. Kriptolu telefon kullanıyor. Başka ülkelerin darbeleriyle bağlantılı olduğunu söyler."

Oğul Ümit Alaçam, 6 Mart'ta tanık koltuğuna oturup, Hüseyin Gün'ü anlatmaya başladı. Gün'ün annesiyle ortak olduğunu, bu sayede tanıdığını, şirket evraklarını incelediğinde Hüseyin Gün'ün annesinden para kaçırdığını fark ettiğini söyledi.

Asıl mesele...

Ümit Alaçam'ın anlattığına göre:

Hüseyin Gün, Türkiye'de savunma sanayi içinde işler yapıyordu. Bu sırada da ajanlık faaliyeti yürütüyordu. Devlet yetkililerine satmaya çalıştığı telefon kriptolama programı aslında İngiliz istihbaratının telefon dinleme oyunuydu. Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarını ve telefonları patlatmaktan, Azerbaycan, Özbekistan, Kırgızistan'a kadar farklı ülkelerde karışıklık çıkarmaya kadar bir dizi istihbarat faaliyetinin içindeydi. Türkiye'de de yabancı devletlerin elçileriyle, dikkat çekmemek için sevgilisinin kafesinde görüşüyordu. Polise, Gün'ün sevgilisinin adını da verdi.

Alaçam, bunların bir kısmını Hüseyin Gün'ün kendisinden duyduğunu söylüyor, bir kısmını ise Gün'ün annesinin evinde bıraktığı bilgisayarlar, ajandalar, dosyalar, telefonlar hatta günlükten öğrendiğini söylüyordu. Bunları da polise teslim etti.

YANARDAĞ'IN ADINI ŞOFÖR VERDİ

3 ay önce Hüseyin Gün gözaltına alındı. Polisin karşısına oturdu. Manevi annesinin öz oğlu Ümit Alaçam'ın uyuşturucudan kumara kötü alışkanlıkları olduğunu, manevi annesinin Hüseyin Gün'ü gerçek oğlundan çok sevmesi sebebiyle ona kıskançlıkla husumet beslediğini, bunları o yüzden yaptığını söyledi.

Ardından Gün'ün şoförünün ifadesi alındı. Şoför B.Y., Gün'ün sürekli iktidar aleyhinde konuşan biri olduğunu, yanındayken kendisi anlamasın diye İngilizce konuştuğunu, haber bültenini dinlerken "ben dün bu konularla alakalı görüşmüştüm bugün bunlar oldu" dediğini, "üst düzey devlet yöneticilerinin İngiltere'nin maaşlı elemanı olduğunu biliyorum, bende belgeleri mevcut" ifadelerini kullandığını, polis çevirmelerinde tedirgin olduğunu, birçok yabancı şahısla görüştüğünü anlatmış. Merdan Yanardağ'ın adı ilk kez şoförün ifadesiyle dosyaya girmiş. Şoför, 2023 seçimleri öncesinde, bankadan kendisinin iki kez, biri 10 bin biri 5 bin olmak üzere para çektiğini ve Merdan Yanardağ'a götürdüğünü söylemiş.

Dahası...

Şoför, Yanardağ dışında bir isim daha vermiş: "Seçim zamanlarında bana 'Ümit Özdağ'ı destekleyelim, maddi yardım sağlayalım, bu hükümetin gitmesi lazım' demişti. Fakat bir süre sonra 'Ümit Özdağ'ın bir halt edebileceği yok, paramız boşa gitmesin' şeklinde konuşmuştu."

Hüseyin Gün, ilk ifadesinde bu iddiaları da reddetti. Yabancılar ile iş için görüştüğünü söyledi. Merdan Yanardağ ile tanışıklığını ise şöyle açıkladı: "(Manevi annem) Seher Alaçam'ın tavsiyesi üzerine 2019 yılından beri tanırım. Kendisi ile görüşmelerim yüz yüze 2-3 defa olmuştur. Tek tük olmak üzere telefon irtibatım vardır."

Kendisini "Türk milliyetçisi" olarak anlatan Gün, para iddiasını reddetti.

İFADEDE YOK YOK!

İşte bunların ardından Hüseyin Gün'e oğul Ümit Alaçam'ın getirdiği dijitaller sorulmuş. oğu sosyal medyadan alınmış IŞİD'den Redhack'e paylaşımlar, aralarında Akdeniz Yaş Meyve ve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı ve Sarsılmaz Silah Sanayi Müdürü'nün de olduğu birçoğu yabancı ismin pasaport görseli, FETÖ hakkında toplanmış bilgi ve belgeler, çeşitli silah görselleri sorulmuş. "Gezi olaylarının başlamasında herhangi bir dahliniz var mıdır" sorusundan "FETÖ ile irtibatınız var mıdır"a kadar daha çok soru var. Gün, çoğunluğuna, "flash bellek bana gösterilmediği için bana ait olup olmadığını bilmiyorum" yanıtını vermiş. Günlüğündeki yazan FETÖ yöneticisi Mustafa Özcan ile görüşmesini ise, Özcan'ın "birlikte iş yapma ve Afrika'daki okullara yardım" istediği, kendisinin reddettiği biçiminde açıklamış.

Hüseyin Gün'ün ajandasına aldığı Afganistan, Libya ve Suriye gibi ülkelerle ilgili çeşitli notlar var. 15 Temmuz 2013'te şu yazıyor: "Michelle, Suriye'deki hassasiyeti anladığını söyledi; Halep'in kurtuluşu ve Türkiye sınırında kurulacak yapı ile ilgili olarak sahadaki duruma göre bir öneri sunulabileceğini, ancak mevcutta bir çözüm olmadığını ifade etti."