Apocularla ülkücüleri kucaklaştıran adam!

Tertemiz bir süt. Oysa nereden bileceksin. Helale haram karışmış.

İstanbul seçimleri olmasa onun adını pek çok kişi bilmeyecekti. 2019 yılında, sonuçlar iptal edilince, Prof. Dr. Ali Kemal Özcan ortaya çıktı. Devletin kosteri, Özcan'ı alıp İmralı'ya götürdü. Dönüşte Öcalan'ın mektubuyla geldi. Mektubu yayınlayan da devletin Anadolu Ajansı'ydı. Mektupta, iptal edilen seçimde İmamoğlu'na oy veren Kürtler, tekrarlanan seçimde tarafsız olmaya çağrılıyordu.

Sadece seçim kazanmak için, devletin imkanlarıyla, Öcalan'a akrabası ya da avukatı olmayan bir akademisyen yollanıyor, elinden mektup alınıp devletin ajansında yayınlanıyordu.

Vatandaşlar o mektubu dinlemedi. Hem 2019 hem 2024 seçimlerinde oyunu yine muhalefetten yana kullandı. Geçenlerde CHP'li Esenyurt Belediye Başkanı PKK üyeliğinden tutuklanınca, buna da PKK'lı Remzi Kartal'la 2015'teki telefon görüşmesi gerekçe yapılınca, Özcan'ı hatırlamak farz oldu.

Neden mi

Şöyle anlatayım

KARTAL'LA GÖRÜŞME ÖZGÜRLÜĞÜ

2023 yılının Ağustos ayı. CİMER'e bir ihbar geldi. İhbarda, Özcan'ın, PKK yöneticileri Remzi Kartal ve Zübeyir Aydar ile görüştüğü iddia ediliyordu.

Gizli saklı da değil

Özcan bunu sosyal medya hesabında bizzat kendisi söylemişti. Belli ki bunu gören birileri ihbarda bulunmuştu.

Biliyorsunuz, Özcan bir profesör. Halen Tunceli'deki Munzur Üniversitesi Sosyoloji bölümü kadrosunda. Bu nedenle, ihbar, Tunceli Cumhuriyet Savcılığı'na iletildi. Savcılık, 2 Eylül 2023 günü soruşturma başlattı. Emniyet, iki gün sonra, 4 Eylül'de, öyle kapısını kırarak değil, davetle ifadesini aldı.

Öğrendiğime göre, Özcan, ifadesinde, kırmızı bülten ile aranan Remzi Kartal ve Zübeyir Aydar ile yüzyüze görüştüğünü ve sonra da telefonla konuştuğunu kabul etti.

O sırada elbette devlette bir telefon trafiği yaşandı!

Savcılık, Emniyet'teki ifadesinin ardından Özcan'ı bir daha ifadeye çağırmadı. 26 Ekim günü hakkında takipsizlik kararı verdi. Takipsizlik kararında, Ali Kemal Özcan'ın terör örgütü liderleri ile görüştüğü ancak eylemde ya da söylemde bir suç işlemediği söylendi. AİHM ve Yargıtay'ın daha önce verdiği kararlara dayanarak bu görüşmelerin ve açıklamaların düşünce özgürlüğü çerçevesinde olduğunu yazdı.

"DEVLETTEN GİZLİ İŞ YAPMAM"

Gazeteci Ferit Demir, o günlerde, yerel medya Munzurpress'te, Özcan'a hem görüşmeyi hem soruşturmayı sordu. Özcan, ona yaptığı açıklamada da iki PKK'lıyla yaptığı görüşmeyi kabul etti. Üstelik daha önce PKK'nın Kandil'deki yöneticilerinden Cemil Bayık'la da iki kez görüştüğünü söyledi. Hatta anlattığına göre Bayık ile bir gece aynı odada bile kalmıştı. Ancak savcıya verdiği 4 sayfalık ifadenin içeriğini anlatamayacağını söyledi.

Yine de ipuçları verdi

Özcan, gazeteci Ferit Demir'e, "Ben ne devlete ve ne de örgüte haber vererek görüşmeye gitmem ama devletten ve örgütten gizli de iş yapmam" dedi ve devam etti: "2019 Seçimleri öncesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştüm. MİT yetkilileri ile görüştüm. Sonra da İmralı'ya giderek Abdullah Öcalan ile görüştüm."

Bu kadar değil

Özcan, sosyal medyada açıklamalarına devam etti. Ona göre Selahattin Demirtaş bir şeytandı. Kürt meselesinin çözülmesinin önündeki engellerden birisiydi. Ortadan kaldırılması gerekiyordu. Öcalan da aslında ondan hesap sormak istiyordu. Aynı zamanda PKK'da da Sabri Ok'un başını çektiği ve çözümü engelleyen "derin PKK" vardı. Özcan'a göre Kürt meselesini tarihsel çözüme kavuşturacak tek kişi Abdullah Öcalan'dı.

Dahası var

"APOCU-ÜLKÜCÜ KUCAKLAŞMASI"

Geçen Haziran ayında Özcan, "Öcalan karşıtı kripto bir ekip tarafından ele geçirilmiş" dediği DEM Parti'ye bir çağrı yaptı. DEM Parti'nin Öcalan'ın özgürlüğü için hiçbir adım atmadığını söyleyen Özcan, şunu ekledi:

"Bir çay bardağı kırmadan bir gönül şişesi kırmadan Öcalan'ın üzerindeki tecridi kaldıralım. Devlet de bana söylüyor ayrıca, yanlışlar ama haklılar. Bana diyorlar örgüt tecritin kaldırılmasını istemiyor."

23 Temmuz'da, Bahçeli'nin Öcalan açılımı daha ortada yokken, Özcan şu satırları sosyal medyadan paylaştı: