Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar. Geçen hafta bu köşede İstanbul'daki bir okulda yaşananları okudunuz. Eğitimin halinin acı resmiydi. O yazıdan sonra Türkiye'nin çok sayıda okulundan mesaj aldım. Ancak biri var ki açık bir yara gibi kanıyor. Karşımda Şırnak Cizre Merkez Anadolu Lisesi'nde İngilizce öğretmenliği ve müdür yardımcılığı yapmış Burak Ercan hakkındaki cinsel istismar dosyası duruyor.
38 OCUĞA TACİZOlayı şöyle anlatayım.
26 Nisan 2019'da, okuldaki öğretmenlerden biri, Burak Ercan'ın odasından çıkan kız öğrencideki tuhaflığı fark etti. Öğrenci, kapıyı çarpıp çıkarken, "Benden değil Allah'tan bul belanı" diyordu. Öğrenciyi yanına çağırdı. Öğrenci, cinsel tacize uğradığını, öğretmenin kendisini evine çağırdığını söylüyordu. "Aslında çok daha fazla öğrenci var" diye de devam ediyordu.
Öğretmenler milli eğitimle irtibata geçti. Durumu anlattı. Burak Ercan, iktidara yakın sendikanın okul temsilcisiydi. Milli eğitim belki bu yüzden soruşturmada isteksizdi. "Resmi başvuru olursa değerlendiririz" cevabı verdiler.
Derken...
Sanki bir kapak açılmıştı. Olayın duyulması üzerine 3 öğrenci daha gelip başından geçenleri anlattı. Dilekçe de verdi. Resmi olarak kayıtlara geçince mesele artık kapatılamaz hale geldi. Olay savcılığa yansımıştı. Ancak aradan 10 gün geçmişti. Savcılık, öğrencilerin ifadesini almaya başladı. İfade veren öğrenci sayısı 18'e ulaştı. O noktada nedense "yeter" dedi. Öğretmenlerin anlattığına göre açığa çıkan buzdağının görünen yüzüydü. Okulda 38 öğrenci tacize-istismara uğradığını anlatıyordu. 11'i öğretmenin fiziki temasına uğradığını söylüyordu. En az dördünde olay çok daha ileri gitmişti.
Gel gelelim Cizre gibi zor bir coğrafyada bu olayı açığa çıkarmak zordu. Etkin bir soruşturma gerekliydi. Yapıldı mı Hayır. Gözaltı olmadı. Telefon ve bilgisayara geç bir tarihte el kondu. Tüm bu olaylar yaşanırken İngilizce öğretmeni okula gidip gelmeye devam etti. Birlikte oldukları bir öğretmenle birlikte çocuklara şikâyetinizi geri alın baskısı başladı. Bazı çocuklar, aldılar da. Buna karşın olayı açığa çıkaran ve resmi makamlara duyuran öğretmenler baskı gördü, sürüldü.
ÖĞRENCİLER ANLATIYORÖğrencilerin ifadelerinden aktarayım.
B: "Burak Ercan beni evine çağırmıştı. (...) Önce bana sarıldı, ben bu hareketinden de bir şefkat gösterisi yaptığını zannettim ancak bir süre sonra beni öpmek için hamle yaptığında Burak'ın gerçek amacını anlayarak orada fiiline karşı itiraz edip evden ayrıldım."
B: "Burak Ercan beni evine davet etti. Daha rahat olacağımı söyledi. Ancak ben kendisinin teklifini reddettim. Kurmuş olduğumuz WhatsApp grubundan değil bana özel olarak kullandığı hat üzerinden mesaj gönderiyordu. Bu mesajlar cinsel içerikli karikatürlerden ve sözlerden ibaretti."
S: "Burak'ın elleri sırt bölgemde gezerken kasıtlı olarak sütyenimin ipine dokundu ve o civarda gezdiğini hissettim. (...) Donup kalmama rağmen arkadaşım B. gelerek beni Burak'ın elinden çekip aldı."
B. (Erkek öğrenci): "Kız arkadaşım S'nin yanında dururken elini onun boynundan atarak kendisine doğru çektiğini, akabinde aynı elinin kız arkadaşımın göğsüne doğru indiğini gördüm. Bu hareket üzerine S. bana 'Bu adam beni rahatsız ediyor kurtar elinden' diye söyledi. Ben de bunun üzerine Burak'ın elini tutup ittirdim."
E: "WhatsApp üzerinden duygularını anlatmaya başladı. Benden yaşça büyük olduğu için üzüldüğünü, yanıma yakışmadığını ve benimle bir şeyler yaşamak istediğini söyledi. Ben de kendisine kendisini öğretmen olarak gördüğümü, abim yaşında olduğunu söyledim. (...)

3