Üç soruda 'casusluk' dosyası

Yalanın gürültüsü, gerçeğin sakinliğini bastırıyor. Halbuki kanun da kitap da söz de açık. "Maksat" denilen o büyülü kelimenin derinine inersek her şey çözülecek.

Ekrem İmamoğlu, Necati Özkan ve Merdan Yanardağ'ın tutuklanmasından bahsediyorum. Bugüne kadar yazılanları tekrarlamayacağım. Tüm bu soruşturmanın temelini oluşturan üç soruya dosya üzerinden yanıt arayacağım.

1- OSINT nedir ve bu soruşturmada ne anlama geliyor

"OSINT" kelimesi Hüseyin Gün'ün, Ekrem İmamoğlu'nun ve Necati Özkan'ın ifadelerinde, savcılığın tutuklama talebinde ve nihayetinde hâkimliğin tutuklama kararında yaklaşık 50 kez geçiyor. Kelime "Open Source Intelligence" kavramının yani Açık Kaynak İstihbaratı'nın kısaltılması. En genel anlamıyla, kamuya açık bilgileri toplama ve analiz etme sürecine deniyor. Yani Google'dan sosyal medyaya, haber sitelerinden internetteki makalelere kadar her şey OSINT için bir kaynak. Hatta, internete sızdırılmış ama herkesin erişimine açık belgeler ve bilgiler de aynı kategoride değerlendirilir. Özü itibarıyla OSINT'in yararlandığı veriler gizli değildir; adı üstünde açıktır.

Savcılık özetle şu iddiada bulunuyor: Necati Özkan, bazı İBB çalışanlarının mail adreslerini ve şifrelerini internete aktardı. Yani, bir anlamda bu veriler OSINT için bir kaynak haline geldi. Özkan bunu yaptıktan sonra da Hüseyin Gün'ü o verilere bakmaya yönlendirdi. Gün de o veriler üzerinden belediyenin gizlilik ihtiva eden belge ve iç yazışmalarına erişti. Böylece İBB'ye ait mail içerikleri ve datalar istihbarat servisleri tarafından ele geçirildi. Bu datalar sayesinde de seçim, Ekrem İmamoğlu lehine manipüle edildi.

Savcılık işte bu iddialarını Hüseyin Gün'ün etkin pişmanlık ifadeleriyle kanıtlama yoluna gidiyor.

Peki, Gün'ün "kanıt" olarak gösterilen ifadesinde bu iddia var mı

Baktığımızda, o ifadede 22 kez OSINT kavramı geçiyor. Bir örnek vereyim. Hüseyin Gün, Necati Özkan ile iletişimine dair şu bilgiyi aktarıyor: "Analizin ne üzerinden yapılacağını sorduğumda İBB veritabanı verilerinin OSINT Darkweb içerisinde yer alıp almadığını sordu. Ben de bakmadığımı ama teknik ekibime baktırabileceğimi belirttim." Gün ekliyor: "Fakat bu veriler kim tarafından buraya yüklendi bilmem mümkün değildir."

Yani... Yanisi şu: Savcılığın tezini dayandırdığı ifadede bile "gizli" olduğu öne sürülen verilerin, Necati Özkan tarafından internete konulduğu iddiasının tam tersi anlatılıyor.

Özetle, Özkan'ın İBB çalışanlarının mail adreslerini ve şifrelerini internete aktardığı "savcılık kabulünü" kanıtlayan bir olgu/kanıt şu an dosyada görünmüyor.

Bu da ilk düğmenin daha baştan yanlış iliklenmesiyle devam eden bir durum yaratıyor.

2- Kullanılan bilgilerin niteliği devletin güvenliği veya iç ve dış siyasal yararlarına dair mi

Tutuklamaların yapıldığı "siyasi casusluk" suçu, TCK'nin 328. maddesinin 1. fıkrasında şöyle tanımlanıyor: "Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin eden kimseye on beş yıldan yirmi yıla kadar hapis cezası verilir."