Manşetlerde rakamlar vardı: 3 bin 900 sayfa, 402 şüpheli, 143 eylem, 2 bin 352 yıl hapis. Anlıyorum; bir şey ne kadar büyükse o kadar heyecan yaratıyor. Öyle ya, nitelikten ziyade nicelik üzerine daha çok kafa yoruyoruz.
Evet, İBB iddianamesinden bahsediyorum.
Ben de bazı rakamlar vereceğim. Ama önce şunun sözünü vereyim: ok yönüyle uzun yıllar tartışılacak ve geleceğimizi etkileyecek bir iddianame var artık. Ben de savcılığın iddialarının ve savunmanın yanıtlarının güçlü/güçsüz yönlerini, objektif bir gözle, düzenli olarak bu köşeye taşıyacağım.
O halde mini adımlarla başlayalım...
İddianamede 8 bin 542 kez adı geçen Ekrem İmamoğlu için kullanılan bir kelime var: Ahtapot. Teze göre, Ekrem İmamoğlu liderliğinde olan ve iddianamede 7 bin 955 kez geçen "örgüt", tıpkı "ahtapotun kolları" gibi yapılanmış. Rastlantı olduğuna inanmak zor; savcılığın biri hatalı olmak üzere 4 kez iddianamede kullandığı benzetme olan ahtapot kelimesini, daha önce Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan duymuştuk. Erdoğan geçen mayıs ayında "İstanbul'dan Türkiye'ye ve yurtdışına uzanan ahtapotun kolları bir bir deşifre oluyor" demişti Ekrem İmamoğlu için.
Savcılar özetle diyor ki...
İmamoğlu liderliğinde bir suç örgütü var. Suç işleyerek sermaye biriktiren bu örgüt, zenginleşmek dışında iki amaç taşıyor: Parayla CHP'yi ele geçirmek ve İmamoğlu'nun cumhurbaşkanlığı adaylığı için fon oluşturmak.
Keza, bakıyorum; "cumhurbaşkanlığı" kelimesi ilk sayfasından itibaren iddianamede tam 88 kez geçiyor. "Parayla CHP'yi ele geçirmek" iddiasına temel oluşturan iki kelime ise yine öne çıkıyor: Kılıçdaroğlu ve kurultay.

3