Halle Berry: Bu hikayeyi içimden çıkarmak zorundaydım

Oscarlı oyuncu Halle Berry, "Bruised" filmiyle ilk kez yönetmenlik koltuğunda oturuyor. "Hikayeyi hiçbir yönetmen benim gördüğüm yerden görmedi" diyen Berry, yapımcısından "sen yönet" teklifini alınca havada zıpladığını anlattı.2002'de "Monster's Ball" filmindeki rolüyle en iyi kadın oyuncu Oscar'ını kazanan ve bu kategorideki ilk ve tek siyahi aktris olan Halle Berry, yeni filmi "Bruised" ile gündemde. Filmde başrol oynayan Berry, ilk kez yönetmenlik koltuğunda oturuyor. MMA (kafes) dövüşçüsü Jackie Justice karakterini oynayan oyuncu, çekimler sırasında iki kaburgasını kırmasına rağmen filmi dublörsüz tamamladı. Barbaros Tapan, başarılı oyuncuyla görüntülü olarak konuştu ve ilk yönetmenlik deneyiminin nasıl geçtiğini sordu. Sektörde 30 yıl Setlerde geçen bunca yıl sonunda yönetmen olarak yapmak istemediğiniz şeyler hakkında neler öğrendiniz "Bunu yapmayacağım, filmimi farklı yöneteceğim" dediğiniz şeyler neydi- Yıllar boyunca anladığım tek şey, en iyi yönetmenlerin son derece işbirlikçi olduğuydu. İyi yönetmenler sette her departmanın başına inandığı, güvendiği, kendine güvenen, ortak vizyona sahip olduğu kişileri işe alır. Çekim süreci başladığında, bu insanların işlerini yapmalarına izin verirler. Her şeye karışan, iyi bir yönetim yapamaz. Diğerleri, çalışan herkesi motive eder. İyi yönetmenler herkesi kapsayan bir set ve ortam yaratır. Evet, günün sonunda yönetmen son sözü söyler ama benim tanık olduğum en zeki yönetmenler her zaman başkalarının fikirlerine açık olan yönetmenlerdi. Harika bir fikrin nereden geleceğini asla bilemezsiniz. Bu yüzden çekimlere başladığımda güvendiğim insanları işe almaya çok dikkat ettim, işlerini yapmalarına izin verdim ve onlara değer verdim. Yönettiğiniz ilk filmde aynı zamanda oynuyorsunuz. Bu çok zor bir şey. Set kontrol edilecek, gardıroplara bakacaksınız, kamera, ışık Sahneyi kurduktan sonra neler oluyordu mesela Rol için kendiniz prova yaptınız diyelim, sonra yönetmenden oyuncuya geçme süreci nasıl oluyor - İki şey benim için çok önemliydi. Birincisi, her şeyin doğru olduğundan emin olmak. Diğer oyuncularla konuşurdum, iyi olduklarından, kafalarının rahat olduğundan emin olup söylemek istedikleri her şeyi dinlerdim. Sonra sahneyi çekerdim. Sette küçük bir meleğim vardı. Adı Denise Woods. Diyalog koçumuzdu. Çekimlere başlamadan önce bana gelirdi ve "Tamam Halle, herkes hazır. Sahnedesin ama oyunculuk yapmıyorsun. Sahneyi yönetiyorsun" ya da "Şimdi aktör ol ve harekete geç" derdi Sahnede üzerime düşeni yapmalıyım. Rol yapmam gereken sahnelerde yönetmen şapkamı çıkarır ve bir aktör olduğumu, settekilerin oyuncu arkadaşlarım olduğunu hatırlardım. İçinde olduğum sahnede tek düşündüğüm bir oyuncu olarak performansım olurdu. Onun dışında herhangi sorumluluktan kendimi azat etmek zorundaydım. Bir oyuncu olarak sahnedeki gerçeğim performansım olurdu.NASIL YAPTIM HÂLÂ BİLMİYORUM Böyle fiziksel bir rolü hem yönetip hem oynamak zor olmadı mı- Nasıl yaptığımı bilmiyorum! O an duyduğum yüksek adrenalinden olsa gerek. Maya Angelou, "İçinizde anlatılmamış bir hikâyeden daha büyük bir ıstırap yoktur" demişti. Ve ben o noktadaydım. Onu vücudumun dışına çıkarmam gerekiyordu, bu filmi yapmak zorundaydım. Devam etmek zorundaydım. Hikâyeyi anlatma isteği enerji verdi, ateşlendim ve hayır denilmesini reddettim. Neredeyse 10 kere seti kapatmak zorunda kalıyorduk. Çünkü bağımsız bir iş yaparken bir gün paranız var, bir gün paranız yok. Çok fazla insan bana güveniyordu ve ben bunun olmasına izin vermedim Normalde yönetmen performansı izler, değerlendirir. Sahneyi izler değerlendirir, yeniden çeker ya da çekmez. Siz kendinizi yönetirken nasıl bir yol izlediniz- İşler yolunda gittiğinde, eğer çekimlerde çok geride değilsek sahneyi çektikten sonra monitörden izlerdim. Performanstan ihtiyacım olanı aldığımdan emin olmak için sahnenin bütününe, diğer aktörlere ve kendime bakardım. Eğer görünenden tatmin olmadıysam, "Bir kere daha çekeceğiz" derdim. Gerçek şu ki bu düşük bütçeli bir film olduğu için sahnelerin çoğu bir kerede çekildi.Bazen geri dönüp bakmak önemli bile değildi, çünkü bütçemiz yüzünden olduğu kadarıyla devam etmek zorunda kalıyorduk. Karakteriniz Jackie Justice hakkında konuşalım. Jackie Justice'in aslında sizin gibi görünmediğini okudum. Jackie Justice olma yolculuğunuzu merak ediyorum- Hayır, Jackie Justice bana benzemiyordu. 24-25 yaşında beyaz, İrlandalı Katolik bir kadındı. Senaryoyu okuduğumda hikâye beni çok etkilemişti. Bu yüzden yapımcılarımızı hikâyeyi bana benzeyen biri için yeniden hayal edebileceğime ikna etmem gerekiyordu. Yapımcılarımız, "Evet, karakteri kendin için yeniden hayal edebilirsiniz" dedikleri zaman yazarımız Michelle Rosenfarb ile oturup harika bir süreç geçirdim. Bu, ben filmin yönetmeni olmadan önceydi. O noktada sadece aktristim. Michelle benimle oturdu ve hikâyeyi onunla birlikte yeniden tasarlamama izin verdi. Senaryo revize edildikten sonra yapımcılara gittim ve "Tamam, hikâyeyi yeniden hayal ettik" dedim ve bana "Tamam şimdi yönetmen bul" dediler.30 YILDIR SEKTÖRDEYİM SON 3 YILDA GÜCÜME ULAŞTIM Sektörde ırkçılığa ve ayrımcılığa karşı yeni kurallar getirildi. Size göre ne kadar yol alındı, daha neler yapılması lazım- Birçok farklı alanda denklik ve eşitlik talep etmekten suçluluk duymuyoruz artık. Geçmişte belki de kendimizi yeterince yetkin hissetmiyorduk. Hak ettiğimizi bildiğimiz şeyler için konuşmuyorduk. Siyahi bir kadın olarak, son 2-3 yılda, tüm hayatım boyunca