CHP lideri Kılıçdaroğlu'yla son bir haftayı konuştuk: Erdoğan beni eleştirdiğinde alkışlayan hakimin önüne dosyam gittiğinde ne olacak

CHP Genel Başkanı, geçen hafta sonu belediye başkanlarıyla buluştu ardından Parti Meclisi'nde (PM) 12 saat toplantı yaptı. Önceki gün milletvekilleriyle Ahlatlıbel'de yemek yiyen Kılıçdaroğlu dün de CHP'den ilk kez vekil seçilen isimlerle Meclis'te gruplar halinde görüştü. Dün, Kılıçdaroğlu'yla son bir haftayı konuştum. Sohbetimizde, önceki gün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Adli Yargı Hakim ve Cumhuriyet Savcıları ile İdari Yargı Hakimleri kura töreninde yaptığı açıklamaları gündem getirdi. Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nu eleştirdiği sözlerinde 15 Temmuz gecesi, on binlerin kendisini havalimanında karşıladığını belirterek, CHP liderinin Bakırköy Belediyesi'nde kahve içtiğini iddia etti. Konuya ilişkin sözlerini bitirdiğinde salonda bulunan hakim ve savcılar arasında alkış başladı. CHP lideri bu duruma öfkeliydi:"ADALET YOK OLURSA DEVLET YOK OLUR""Bence bu konu her şeyden önemli. Hakim ve savcı toplantısı vardı. Onlar gidecekler ve görevlerini yapacaklar. Erdoğan çıktı ve orada beni eleştirdi. Ana muhalefet liderini, genel başkanını. Siz kalkıyorsunuz, adalet dağıtacak kişilere, politikalarını beğenmediğiniz ana muhalefet partisinin liderini eleştiriyorsunuz. Oraya katılan hakim ve savcılar da alkışlıyorlar. Alkışlayan hakim ve savcılar, benimle ilgili ya da CHP'li yönetici, iş insanı olabilir, bir dava önüne gittiğinde Erdoğan'ın yaptığı bu konuşmayı hatırlayacak. Nasıl karar verecekler Devletin dini adalettir. Siz adaleti yok ettiğiniz zaman devleti yok edersiniz. Türkiye'de bütün bu olumsuzlukların kaynağı, hukukun üstünlüğü kavramının tamamen yok edilmesidir."Kemal Kılıçdaroğlu"DOKUNULMAZLIĞIM KALKTIĞI İÇİN DEĞİL"CHP liderine "Sizin de dosyalarını var ve vekil değilsiniz artık" dediğimde şu cümleleri kurdu: "Evet, vekil değilim ve dokunulmazlığım kalktı. Ama bunları söylediğim zaman acaba Kılıçdaroğlu dokunulmazlık dosyaları nedeniyle mi böyle konuşuyor diyenler olacaktır. Hayır efendim! Eğer adaleti bu ülkede tesis edeceksek hakim ve savcının siyasi otoritenin emrinden çıkması lazım. HSK şu anda saraydan talimat alan bir kurum. Hakimlerin zorla emekli ettirilmesi, sürülmesi, hangi pencereden bakarsanız bakın adaletin olmadığını Mısır'daki sağır sultan da biliyor.""O YILAN BİR GÜN SANA DA DOKUNUR"Kılıçdaroğlu'na "Hakim ve savcıların alkışlamasının ardından CHP ne yapacak Nasıl bir yol izleyecek" diye sordum: Salı günü grup toplantısında söylediğim altı madde vardı. Bir firmanın lehine tamamlanmayan bir dosya üzerinden karar verilmesi için hakime, Adalet Bakanlığı'nın HSK'nın ve İstanbul'daki bazı yargıçların yaptığı baskının üzerine gidilmesi gerekiyor. Bugün baktım medyada sadece Birgün Gazetesi'nde yer almış. Şaşırdım, gerçekten şaşırdım. Yer almaması şu anlama geliyor: Kimse dokunmasın, bana dokunmayan yılan bin yaşasın. Ama o yılan gelecek ve dokunacak size. Üzerine gidilmesi lazım. Baskı yapılan hakimin bulunması lazım, konuşur ya da konuşmaz.""İMAMOĞLU'NUN DOSYALARINI DA TAKİP EDİYORUZ"İmamoğlu'nun da davaları olduğunu ve dosyasına bakan bir hakimin Samsun'a tayin ettirildiğini hatırlattığımda Kılıçdaroğlu şöyle konuştu: "Orada da olayı yakından takip ediyoruz. Birden fazla dosyası var Ekrem Bey'in. Tamamı hukuka aykırı açılmış dosyalar ve Ekrem Bey'in görev yapmaması için, çalışmalarını engellemek için kapı ardında yapılan çalışmalar bunlar."Devlet Bahçeli"BAHÇELİ, CHP'Yİ DÜŞÜNMESİN ZAMMA KARŞI VATANDAŞI DÜŞÜNSÜN"MHP lideri Devlet Bahçeli önceki gün Meclis'te şu cümleyi kurdu: "Özgür Bey'in konuşması çok heyecanlı yapılmış bir konuşma. Aynı zamanda kongre konuşması havasındaydı. Kongre konuşmasına benzer bir konuşma usulüyle. O bakımdan kendi kendime sordum, CHP'de sınıf arkadaşım devam etmezse Ekrem'e karşı Özgür derim." Kılıçdaroğlu bu açıklamayı şöyle değerlendirdi:"Sayın Bahçeli önce milli paramıza sahip çıksın. Bu kadar zam yaşanırken vatandaşa sahip çıksın. (Beş kuruş para dilenmek için Türkiye Cumhuriyeti'nin başındaki kişinin dilenciler gibi gezmesini içime sindiremiyorum) diye açıklama yapsın. Lozan'ı düşünsün, Düyun-u Umumiye'nin ne olduğunu ve şimdi Düyun-u Umumiye'nin ne olduğunu karşılaştırsın. CHP'yi düşünmesin. CHP yolunda gidiyor, Kuvay-ı Milliyeci'dir.""SÖZCÜ, ÖZ GÜCÜYLE AYAKTA DURAN, MÜCADELE EDEN BİR GAZETE VE GAZETEYE SÖYLEYECEK HİÇBİR ŞEYİMİZ YOK""SÖZCÜ'nün Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz Bey'in başyazısını okudum. SÖZCÜ Gazetesi tamamen öz gücüyle ayakta duran, mücadele eden bir gazete. SÖZCÜ'ye söyleyecek bir sözümüz olamaz. SÖZCÜ yeri gelir bizi eleştirir, yazarları bizi eleştirir. Olur tabi ki. Biz SÖZCÜ'ye ne diyebiliriz. Bağımsız bir gazete. Bildiğimi kadarıyla SÖZCÜ'nün yazarlarına hiç kimse müdahale etmiyor zaten. Edemez de! Çünkü baştan çıkarken de sözü oydu. Gazete ilk çıkarken de 'Biz yazarlarımıza asla müdahale etmiyoruz' demişti SÖZCÜ. Saygı duyuyorum. SÖZCÜ'ye söyleyecek hiçbir şeyimiz yok. FETÖ'yle mücadele eden gazete FETÖ'cü ilan edilmeye çalışıldı."SEÇİM