Merhabalar sevgili okurlar.
Takvim yaprakları 10 Kasım 1938'i, saatler 9'u 5 geçeyi gösteriyordu. Türkiye Cumhuriyeti' nin Kurucusu, Mili Mücadele' nin Önderi Mustafa Kemal Atatürk henüz 57 yaşındayken veda etti hayata.
MUSTAFA olarak doğan,
MUSTAFA KEMAL olan,
ATATÜRK olarak ölen bir büyük insan
"Geldikleri gibi giderler."
diye düşünebilecek kadar azimli.
"TÜRKİYE CUMHURİYETİ ilelebet payidar olacaktır."
sözünü edecek kadar inançlı
Padişahların "Kullarım" diye seslendiklerini milletine "Efendiler" diyecek kadar saygılı
Bir solukta yaşadığı 57 yıllık kısacık ömrüne neler sığdırdı ki bu büyük insan.
"Kurtuluş Savaşı
Cumhuriyet' in İlanı
Kıyafet Kanunu
Laiklik
Uluslararası takvim ve saat
Medeni Kanun
Harf Devrimi
Soyadı Kanunu
Türk Kadını' na seçme ve seçilme hakkı"
hemen ilk akla gelenler
strong class'read-more-detail'Haberin Devamı10 Kasım, yurt genelinde, Atatürk'ü Anma Günü olarak anılıyor. Her 10 Kasım' da saatler 09.05' yi gösterdiğinde, 2 dakikalık saygı duruşunda bulunuluyor. 10-16 Kasım tarihleri arasına karşılık gelen hafta ise, Atatürk Haftasıolarak anılıyor.
Atatürk, yalnız Türk Millet' inin değil, dünyanın gözünde de büyük bir adam, bir kahramandı. Örnek vermek gerekirse:
Atatürk'ün doğumunun 100. yılına üç yıl kala, Birleşmiş Milletler bir karara imza attı: Atatürk' ün tüm insanlığın ortak paydası olduğunu söyleyerek, 1981 yılı ATATÜRK Yılı ilan edildi ve tüm üye devletlere iletilmesini istedi.
İsveç delegesi bu karara şu gerekçe ile itiraz etti: "Ben, ATATÜRK' ün büyüklüğünü elbette biliyorum. Türkler için, insanlık için, çağdaşlaşma için ne anlama geldiğine de vakıfım. Ancak bir kaygım var. Evet ATATÜRK bir devlet, bir Cumhuriyet kurucudur. Fakat dünyada 200 devlet var ve yarısından fazlası Cumhuriyet. Bu kadar Cumhuriyet kurucusu varken bugüne kadar kimse için düşünmediğimiz bir olayı şimdi bir tek ATATÜRK için ve Türkler için düşünüyor olursak, bu ileride başımıza bir iş çıkarır mı bilmiyorum. Ancak bu endişeyi taşıyorum."
İsveç delegesi konuşmasını bitirince salonda tam bir sessizlik oldu. Bunun üzerine bir kişi daha söz aldı. Kürsüye gelen o zamanın Sovyetler Birliği delegesiydi. Delege hışımla kürsüye yürürken, herkes korkmuş ve aralarında "bak şimdi bu adam da şimdiden Lenin diyecek" diye fısıldaşmaya başlamışlar.
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıRus delege yumruğunu kürsüye vururken, öfkeyle, Kurul' a hitaben: "Beyler, kendinize gelin! 20. Yüzyıl' da hiçbir ülke bir ATATÜRK çıkarmadı ki böyle bir kaygı söz konusu olsun. Bu mümkün değildir Tarihler şimdiye kadar ATATÜRK gibi bir lider yetiştirmemiştir. ATATÜRK' ün olağanüstü niteliklerine baktığımız zaman, ileride de böyle bir lider gelmeyeceği apaçık ortadadır. Bu yüzden 1981 Yılı'nı, rahatlıkla, 'ATATÜRK Yılı' ilan edebiliriz. Dolayısıyla, bu karar bugün alınmalıdır."
Oylamaya geçildi ve aleyhte konuşan İsveç Delegesi' nin de olumlu oy kullanmasıyla, o gün "1981 Yılı'nın ATATÜRK Yılı olarak kabulüne" oybirliği ile karar verildi. İsveç Delegesi, bu imzanın atıldığı gün, mikrofonu eline aldı ve "Ben, ATATÜRK' ü inceledim. Bütün ülkelerden özür diliyor, ilk imzayı ben atıyorum." dedi. Ve oylamada hiç olumsuz ve çekimser oy kullanılmadı.