"Engelsiz Sağlık İletişim Merkezi: ESİM"

Merhabalar sevgili okurlar.

Bir bireyin kişisel ya da sosyal yaşantısında kendi kendine yapması gereken işleri bedensel veya ruhsal yetilerindeki kalıtımsal ya da sonradan olma herhangi bir eksiklik sonucu yapamaması olarak tanımlanan "Engellilik; farklı nedenlere bağlı olarak görme, işitme, ortopedik, zihinsel ve süreğen olmak üzere beş başlıkta toplanıyor."

Dünyada engelliliğe yönelik uygulanan yasal düzenlemelerin yanı sıra, engelliliğe dikkat çekmek ve halkı bilinçlendirmek amacıyla bazı günler ve haftalar belirlenmiş durumda. Belirlenen haftalardan biri de "19-24 Eylül tarihlerindeki Uluslararası İşitme Engelliler Haftası".

İşitme kayıpları, doğumsal ve doğumsal olmayan birçok nedene bağlı olarak oluşmakta. Ebeveynler arasında akrabalık, kalıtsal bazı hastalıklar, annenin hamileyken kullandığı bazı ilaçlar ve geçirdiği hastalıklar, bebeğin doğum kilosunun düşüklüğü, yoğun bakım ünitesinde kalması ve bebeğe verilen bazı ilaçlar işitme kaybına neden olabiliyor. Ülkemizde yılda yaklaşık 1 milyon 200 bin bebek dünyaya geliyor ve her bin bebekten 2-3'ü ileri derecede işitme kaybı ile doğuyor. Çocukluk döneminde geçirilen hastalıklar, kulak enfeksiyonları, kazalar ve kullanılan ilaçlar nedeniyle bu oran, geçici işitme kayıpları ile birlikte, 6'ya kadar çıkıyor.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Engellilikten korunmada taramalar, erken tanı için çok kullanılan ve en iyi sonuç veren yöntemler. Dünya Sağlık Örgütü işitme kaybına yol açan faktörlerin 50'sinin önlenebilir olduğunu bildiriyor. Bu nedenle çocukların yeni doğan döneminde işitme taramalarından geçmesi; kızamık, menenjit, kabakulak ve kızamıkçık aşılarının zamanında ve eksiksiz yapılması büyük önem taşıyor.

Bebeklerde işitme kaybı erken dönemde tanımlanıp tedavi edilmediğinde, konuşma ve dil gelişimi zarar görüyor. İşitme kaybı saptanan çocuklardan işitme desteği alabilecek olanların belirlenmesi ve altı aydan önce gerekli müdahalelerin yapılması ile bu çocukların üç yaşında uygulanan dil gelişimi testlerinde normal sınırlara ulaşmaları mümkün olabiliyor. İşitme engeli erken dönemde tespit edilemeyen çocukların ise, bilişsel (kognitif) yeteneklerinin geliştirilmesi olanaksız görülüyor.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

29 Eylül 2000 tarihinde Ankara Zübeyde Hanım Doğum Hastanesi' nde pilot program olarak başlatılan "Yenidoğan İşitme Taraması Programı" 2005 yılında AÇSAP (Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Hizmetleri) Genel Müdürlüğü'ne devredilmiş; 2008 yılında ise 81 ilde Ulusal Program haline getirilmiş bulunuyor. Program halen 81 ilde, doğumun yapıldığı sağlık kurumlarında (kamu, özel, üniversite) uygulanıyor.

İşitme sadece bebeklik döneminde değil çocukluk döneminin her evresinde büyük bir önem taşıyor. Zira işitme kayıpları, enfeksiyonlar, travmalar ve progresif işitme kaybı yapan genetik hastalıklara bağlı olarak doğum sonrası dönemde de ortaya çıkabiliyor. İşitme, eğitim ve iletişim için en önemli bileşen ve okul döneminde bu önem daha da artıyor. Kalıcı işitme kaybı yaygınlığının okul-yaşı nüfusta binde dokuza yükseldiği bildiriliyor. Bir ya da her iki kulakta kalıcı ya da geçici işitme kaybı, okul-yaşı çocukların 14'ten fazlasını (yedide bir) etkiliyor. Tek taraflı işitme kayıplarında bile sınıf tekrar oranı 37 olarak bildiriliyor.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi, Ulusal İşitme Taraması Programları Ülkemiz' de de okul taramaları içerisinde yer almakta.