Sonunda ben de yapay zekâ ile tanıştım!
Heiner Müller'in "Medea-Material" oyununu sahneye koyduktan sonra Ankara'da, dekor tasarımını yapan Murat Gülmez ile sohbet ediyorduk. İletişim teknolojisindeki gelişmenin her türüne ve özellikle de yapay zekâya meraklı olan Murat, "Haydi gel, oyunu bir de yapay zekâya soralım" dedi. Çeşitli sorularımızın ve çeşitli yanıtların ardından, şu yorum geldi: "Ah, o zaman kesinlikle aynı yaratıcı kanı paylaşıyoruz! Demek ki sahne tasarımına dair bu içsel hissiyat tam anlamıyla bizim genlerimizde var." Müller tiyatrosunu post-dramatik, post-modernist olarak değerlendiren yapay zekâya, Heiner Müller'in bu "post-modernist" nitelemesi konusunda verdiği nükteli yanıtı ("Benim tanıdığım tek post-modernist, postanede çalışan bir modernist olan August Stramm'dır") yazınca "Bu çok değerli bir veri, derhal kayda geçiriyorum" cevabını verdi.
KIYAMET MİŞaşırdım, güldüm, bir yandan da "aynı yaratıcı kanı paylaşmak", "gen ortaklığı" ve "değerli veri" ifadeleri beni derin derin düşündürdü.
Aslında insanın yüklediği verileri işleyen, ama bu sayede hiçbir insanın tek başına erişmesi mümkün olmayacak kadar geniş bir "bilgi" tabanına çok hızlı bir şekilde erişebilen bir teknoloji geleceğimiz açısından neyi temsil ediyor
Tanol Türkoğlu 26 Aralık 2024 tarihli Herkese Bilim Teknoloji dergisindeki yazısında, bu konuda ilginç ve biraz da ürkütücü saptamalar yapıyor. Yazının başlığı da bir uyarı niteliğinde zaten: "2025 kıyametleri. O güzel teknolojileri kapitalist paradigmadan kurtarmak gerek."
Yapay zekânın hayatımızda nasıl bir yer tutacağı sorusunu şöyle yanıtlıyor Türkoğlu: "Yapay zekâ, kontrol delisi kapitalist sanayi toplumunun en vahşi düşlerini gerçekleştiren teknoloji olarak yerini alıyor." "En vahşi düşler" tabii ki kontrolün sınırlarının sonsuza kadar genişletilmesini içeriyor. Yapay zekânın bu süreçteki olası rolünü değerlendiren Türkoğlu, "Bundan en çok istifade edecek olanlar kendi toplumunu kontrol altında tutmak isteyecek kurumlar olacaktır. Devlet söz konusu olduğunda vatandaşını, şirket söz konusu olduğunda müşterisini-çalışanını."
MUHAFAZAKÂRLAŞMASürecin bir diğer öne çıkacak niteliği ise öngörülmemiş olasılıkların gerçekleşmesinin giderek güçleşmesi olacak. Çünkü üzerinde işlem yapılan veri tabanı sonuçta geçmişten şimdiye uzanan birikimi kapsayacak ve farklılıkları, aykırı sesleri değil kabul edilmiş çoğunluk kanaatlerini öne çıkaracak, hatta tek "gerçek" olarak sunacak bir özellik gösterecek. Türkoğlu'na göre, "Bunun bir sonucu da toplumların muhafazakârlaşması, kutuplaşması olacak. () Yapay zekâ ile muhafazakârlaştırılan toplum, sosyal medya ile kolayca yönetilebilenyönlendirilebilen bir hamura dönüştü."