Biraz elma biraz armut adı hünnap

Hünnap yaz sonunda ilk sonbahar esintilerinin hissedildiği günlerde birden ortaya çıkar. Önce sarımsı yeşil, kahverengi pas rengi beneklidir. Sonra benekleri büyür, tüm meyve kızıl kahverengiye bürünür, işte o zaman kış geliyor demektir.

Hünnap güz mevsiminin en ilginç meyvesi. Bilen bilir, seveni çok sever ama pek çok yerde bilinmez bile. Eskiden hünnap nadir bulunurdu. Pazara pek düşmez, manavlarda küçük bir kasada müşteri beklerdi. Fiyatı da yüksek mertebede olurdu. Büyükada'da köşede bir manav vardır. Orada mutlaka bulunurdu. Onu görünce Adalılar şehre dönme zamanı geldiğini anlarlardı. Eskinin hünnapları küçücük zeytin gibi ufaktı. Artık hünnap bollaştı, üstelik de irileşti, erik gibi ya da ceviz iriliğinde olanları bile var.

Rengi sarımsı bir yeşil olarak başlıyor, sonra sarıya dönüyor, giderek üzerinde pas rengi kahverengi lekeler oluşuyor ve o lekeler tamamen meyveyi kaplıyor; yeşil-sarı hâldeyken de yenilebiliyor, kimisi daha olgun kahverengi hâlini tercih eriyor. Hatta üzeri buruş buruş yarı kurumuşu en tatlanmış hâli oluyor.

Neye benzer

Hünnap çok geniş bir coğrafyaya yayılmış bir meyve. Akdeniz havzasından Kore'ye, Japonya'ya uzanan bir coğrafyada, özellikle Çin'de ve Kore'de çok seviliyor. İran'da da çok seviliyor ve Annap adıyla anılıyor. Özellikle de kurusu yeniliyor. Tadına gelince biraz elmaya benzer, biraz sert armuda benzer bir tadı var, ancak hiçbirine de tam benzemiyor.

İngiliz kâşif ve misyoner Sir Richard Burton, Medine'yi ziyaretinde (19'uncu YY) ilk kez yediği hünnabı hiçbir şeye benzetememiş ve beğenmemiş. Kendisi Arapça dâhil 29 dil biliyor, Arap Yarımadası'nda kendini Arapmış gibi Abdullah adıyla tanıtıyor ve Nil Nehri'nin kaynağını bulmak için İngiltere tarafından görevlendiriliyor. Bunda başarılı olamayınca Arabistan'ı keşfetme macerasına girişiyor. Mekke ile Medine'ye gittiğinde hünnap tadıyor ve şöyle tarif ediyor: "Kötü bir erik gibi, yemekten pişmanlık duyacağınız bir kiraz gibi ya da elma olmak istemiş ama elma olamamış bir meyve gibi."

Nesi yapılır

Meyve olarak yemesi çok güzel. Osmanlı döneminde Topkapı Sarayı helvahanesinde reçeli de yapılırmış. Ama ilginç bir şekilde yemeği de yapılıyor. Hünnaplı yahni yemeği bol baharatlı kuzu etli bir lezzet. "Şirvânî"de verilen tarifte hünnap suyuyla pişen köfteli ve etli bir tatlı-ekşi yahni. İran'da kurusu aşureye konan yemişlerden biri. İtalya'da ayva marmeladı gibi marmeladı yapılıyor. Kore'de kuşburnu gibi çayı içiliyor, şeffaf bir çaydan ziyade biraz bulanık meyve nektarı gibi çok güzel bir içecek oluyor.

Siz, siz olun Sir Richard Burton'a kanmayın. Hünnap üstelik çok da şifalı. Lifli yapısıyla kan şekerini dengelemeye kadar pek çok yararlı etkisi var. Meyveyi bir şeye benzetemeyenler özellikle de kurusunu hurmaya benzetmişler ama hurmadan da güzel.