Namazgâh Camii'ni bekleyen tehlike

Birkaç haftadır, Arnavutluk İslam Birliği'ndeki FETÖ yapılanmasından ve Tiran Namazgâh Camii'nin geleceğinden bahsediyoruz. Bu hafta her iki konuyu birleştirelim.

Bugünlerde Tiran'da, oldukça tehlikeli hazırlık var: Tiran Namazgâh Camii'ni, Arnavutluk İslam Birliği'nden kurtarmak amacıyla, yeni kurulacak bir derneğe bağlamak. Niyet güzel ama ava giderken avlanma ihtimali de dikkate alınarak hareket edilmeli.

Nasıl Şöyle

Laik bir devlet yapısına sahip olan Arnavutluk Cumhuriyeti ile bizdeki Diyanet İşleri Başkanlığı'na denk gelen Arnavutluk İslam Birliği arasındaki ilişkiyi düzenleyen; her türlü iletişimi ve denetimi sağlayan Arnavutluk Dinler Komitesi Başkanlığı'dır. Bu başkanlık bünyesinde toplam on kişi bulunuyor.

Arnavutluk Dinler Komitesi Başkanı, Arnavutluk Başbakanı tarafından atanıyor. Arnavutluk'ta din olarak kabul edilen inanca ait müessese için bu kurum bünyesinde sorumlu bir kişi bulunuyor. Bu bağlamda, Arnavutluk Dinler Komitesi Başkanlığı bünyesinde; İslam, Ortodoks Kilisesi, Katolik Kilisesi, Bektaşiler, Evenjelizm ve diğer inançların, toplam beş temsilcisi bulunuyor.

Din temsilcilerinin altında da uzman sıfatıyla görev yapan kişiler yer alıyor. Din temsilcileri, kurum başkanının önerisi ve başbakanın atamasıyla görev yapıyorlar. Uzamanlar ise doğrudan kurum başkanı tarafından belirleniyor. Kurumda, bekçi ve arşiv sorumlusuna ilaveten, iki uzman görev yapıyor.

Arnavutluk Dinler Komitesi Başkanı Loreta Aliko'nun geçmişi tamamen bir muamma. Komünizm sonrasında çeşitli yabancı şirketlerde çalıştığını ifade etse de bu şirketler konusunda herhangi bir bilgi bulunmuyor. Aynı şekilde eşinin görevi dolayısıyla İtalya'da bulunduğunu söylese de orada tam olarak neyle uğraştığı belli değil. Yine eşinin işleri dolayısıyla Tunus'ta bulunurken, orada, uluslararası kuruluşlar ile çalıştığını dile getirmekten öte gitmiyor. Bu ülkede geçirdiği birkaç yıl, Aliko'nun geçmişindeki, en karanlık dönemdir.

Loreta Aliko ismini meşhur eden, bu kuruma atanması değil, kendisinden önce başkanlık görevini yürüten İlir Dizdari'nin görevden alınmasıdır. Arnavutluk'ta komünizmin çökmesinde aktif rol oynayan Dizdari, bu rolü sebebiyle, "Demokrasi gazisi" olarak bilinir. Dini ve milli hassasiyetleri yüksek biridir. Aynı hassasiyeti FETÖ'cülere karşı da sergilemiştir.

Temmuz 2015'de bu göreve atanan Dizdari, her fırsatta, FETÖ'nün Arnavutluk İslam Birliği'ni ele geçirdiğini dile getirdi. Arnavutluk İslam Birliği'nin bütün Müslümanlara ait olması gerektiğini söyledi. Ayrıca camileri resmîleştirmediği için Arnavutluk İslam Birliği'ni eleştirdi.

İlir Dizdari'nin başlattığı en önemli çalışma, Arnavutluk genelindeki tüm mabetlerin belirlenmesi ve kayıt altına alınmasıydı. Bu çalışma, Ocak 2016'da tamamlanıp, kamuoyu ile paylaşılacaktı. Ancak buna fırsat vermeden, Aralık 2015'de görevden alındı. Dizdari'nin görevden alınmasında, fazlasıyla rahatsız ettiği, FETÖ'nün etkin rolü oldu.

Buradan şuraya geçelim.

1999 yılında kurulan Arnavutluk Dinler Komitesi Başkanlığı, Arnavutluk İslam Birliği ile alakalı her durumu gözetmek, faaliyetlerini takip etmek, hakkında yıllık rapor hazırlamak ve devletin vermiş olduğu desteklerin nerede ve nasıl harcandığını denetlemekle yetkilidir. Ayrıca tüm dinlere, inançlara, STK, vakıf ve derneklere yönelik kanun değişiklikleri için müzakereleri yürütmekle de görevlidir.

Arnavutluk Dinler Komitesi Başkanlığı'ndaki bütün kontrol mekanizmaları, İslam dininden sorumlu kişinin rapor etmesi ile başlar. Arnavutluk Dinler Komitesi Başkanlığı'nda Arnavutluk İslam Birliği'nden ve Arnavutluk'taki din derslerinden sorumlu kişi Servet Gura'dır.