Abdullah Sidran için...

"Avdo" lakabıyla bilinen Abdullah Sidran, Bosna ve Balkan kültür, sanat ve edebiyat sahnesinin efsane isimlerinden bir tanesidir. Dört çocuklu bir ailenin ikinci evladı olarak, 2 Ekim 1944'de Saraybosna'da dünyaya gelmiştir. İlk ve orta eğitimi ile yükseköğrenimini de bu şehirde tamamlamıştır.

Sidran, Saraybosna Üniversitesi Yugoslav Edebiyatı Tarihi Bölümü'nden mezun olduktan sonra, uzun yıllar, lisede edebiyat öğretmenliği yapmıştır. Bir dönem Bizim Günler (Nasi Dani) isimli öğrenci dergisinin editörlüğünü üstlenmiştir. Ardından Saraybosna Radyo ve Televizyonu film bölümünde baş dramaturg olarak çalışmıştır.

Rahmetli Aliya İzetbegoviç ile yolu çocuk yaşlarda kesişen Sidran, onun ve yol arkadaşlarının tüm mahkemelerine katılmıştır. Bosna'nın bağımsızlık sürecinde onun yanında saf tutmuş, Demokratik Eylem Partisi'nin 40 kişilik kurucuları arasında yer almıştır. Aliya, onun eleştirilerini her daim dikkate almıştır.

Abdullah Sidran, her ne kadar filmleşen senaryoları ve tiyatro oyunları ile tanınsa da önceliği şiirdir, öncelikle şairdir. Ardından yazar ve gazeteci.

Sidran, şiirlerinde empati kurar. İnsani değerlerin gücüne inanır. İyiliğin paylaşımına inanır. Şiirlerinde samimi bir dil kullanır. Şiirleri kolayca ezberlenebilir. Şiirlerinde, ana tema ölümdür. Onun şiirlerindeki diğer motifler ise Bosna, Saraybosna, baba, anne, aile, evdir.

Kendisini "Saraybosna şairi" olarak ifade eden Sidran, 1992-95 Bosna Savaşı esnasında ülkesini terk etmemiştir. Savaşın en sıcak günlerde bile görevine devam ettirmiştir. Şiir ve yazılarıyla, saldırganlara karşı direnişi desteklemiştir.

Şiirlerini bu unsurlar aracılığıyla, değerlerin ve bunlara karşı çıkanların çarpıştığı bir savaş atmosferinde inşa etmiştir. Bölgeye büyük trajediler getiren Sırp hegemonyasını açığa çıkarma cesaretini göstermiştir. Bosna halkının çektiği acıları, şiir severlerin gündemine getirmiştir.

Şiirlerinde, her zaman, savaşın trajedilerini yaşayan ülkesinin insanlarının; ahlaki ve insani üstünlüğünü vurgulamaktadır. Savaşın dehşeti ile hayattaki güzellik hayali arasında büyük bir fark meydana getirmek için çabalamıştır. İyiliğin kazanacağına olan inanç, onun şiirlerinde öne çıkmaktadır.

Abdullah Sidran'a göre: "Sanat, acı ve gözyaşlarından gelir. Güzel şiir yazmak zor değildir, yazmanın nedenlerini yaşamak zordur." Tam da bu doğrultuda; onun şiirleri, onun kanı ve ruhuyla akar. Her dizesi ikinci bir benliktir. Stilistik figürlerin her biri kendisine aittir. Onun şiirlerinin etkileyici tarafı belki de budur.

İlk şiirlerini 1970 yılında Şahbaza adlı altında kitaplaştırdı. En bilinen diğer şiir kitapları ise 1976 yılında yayınlanan Kemik ve Et (Kost i meso), 1979 yılında yayınlanan Saraybosna Derlemesi (Sarajevska Zbirka) ve Şiirler (Pijesme)'dir.

1993 yılında, Bosna Savaşı esnasında yayınlanan Saraybosna Tabutu (sarajevski tabut) isimli şiir kitabında yer alan şiirlerde, keskin dizelere, açık yürekli ve derin düşünceli metinlere yer vermiştir. Bu kitapla Fransız Pen Merkezi'nden Özgürlük Ödülü almıştır.

Abdullah Sidran'ın kreatifliği, şiirsel sanat ve gazetecilik dünyasının yanı sıra sinemaya da dokunmuştur. Senaryolarında genellikle yumuşak huylu ve duygusal kişiler karakterize etmiştir.

Bosna Savaşı esnasında Sırp saldırganlar ile saf tutmayı tercih eden Emir Kusturitsa'yı meşhur eden Dolly Bell'i Hatırlıyor musun (Sjecas li se Dolly Bell) ve Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye ödülü kazandığı Babam İş Gezisinde (Otac Na Sluzbenom Putu) filmlerinin senaryo yazarıdır.

Ademir Kenoviç'in yönetmenliğini yaptığı Kuduz filmi, onun, bir başka başarılı senaryo işçiliğidir. Sloven yönetmen Stefan Arsenijevic'in çektiği Burulma (Torzija) adlı kısa filmi de unutmayalım.