Mesuliyet kabul edilmez!

Bir süredir, "mesuliyet" bahsini kafamda gezdirip duruyorum.

Mutlaka görmüşsünüzdür. Bazı mağazalarda, lokantalarda ve otoparklarda, şu ifade yer alıyor: "Mesuliyet kabul edilmez!"

Mesuliyetin karşısına sorumluluk kavramını koyamayız. İşin içinden bu şekilde çıkamayız.

Sorumluluk, akıldan; mesuliyet ise kalpten doğar, vicdandan beslenir. Vicdan, insanın özüdür. Vicdanı olan, mesuliyeti olandır.

O halde şunu söyleyebiliriz:Sorumluluk maddi, mesuliyet manevidir. Bu yüzden, 'sorumluluk almak' ve 'mesuliyet duymak' deriz. Biri almak, diğeri duymak

İnancım odur ki, güzel ahlak ve mesuliyet, kardeştirler. Mesuliyet duygusu olmayanın hem mahcubiyet, hem de mensubiyet duygusu olmaz. Rahmetli Nurettin Topçu,"Mesuliyetimiz, imana dayanan bir duygudur"diyor. Milli ve dini duygulardan nasipsiz olanlar, mesuliyetten de yoksundurlar.

Bir taraftan mesuliyetlerimizi yerine getirmeye çalışırken, bir yandan da Âşık Veysel'in o türküsünü çığırıyoruz:"Anlatamam derdimi dertsiz insana."

Öncelikle şunu söylememiz gerekiyor: Herkes önce kendini düzeltsin.

İçinde en ufak bir mesuliyet hissi bulunmayan, kendisine emanet edilen müesseseleri batırmaktan çekinmeyen, sonra hiçbir şey olmamış gibi karşımıza çıkan nice insan gördük, görüyoruz. Onca insanın emeğini ve umudunu yok ediyor ve sonra hiçbir mesuliyet duymuyorlar.

İnsanların hayatıyla oynayıp da hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam edenlere bir bakın. Yüzlerinde herhangi bir mahcubiyet ifadesi görebiliyor musunuz Mesuliyet, mahcubiyet ve mensubiyet duygusu olmayanın davası olur mu

Başarısız olmalarına ve birtakım zaaflar göstermelerine rağmen, işledikleri suçlar karşılıksız kalıyor, hatta terfi ediyorlar. Olan, fedakâr insanlara, mesuliyet gömleği giymiş olanlara oluyor. Başarı, çoğunlukla cezalandırılıyor.

Ne kadar acı

Bize emanet edilen imkânlar, babamızın değil, ümmetin malıdır. İçinde bulunduğumuz her durumdan, makam ve mevkiine göre, en büyükten en küçüğe kadar herkese bir mesuliyet payı düşmektedir. Bunun mesuliyetini hissetmeliyiz.

Bir örnek vereyim ki, demek istediğim daha iyi anlaşılsın: