Terörsüz Türkiye'ye doğru tarihî adım
Terörsüz Türkiye hedefine doğru atılan tarihî bir adıma 11 Temmuz Cuma günü şahit olduk. Irak'ın Süleymaniye kentinde aralarında PKK'nın önce gelen isimlerinden Beşe Hozat'ın da bulunduğu otuz kişilik bir grup silahlarını bıraktı ve dev bir kazanda yaktı. Böylece silah bırakma süreci sözden öteye geçmeye ve hayata aktarılmaya başladı. Bu sürecin birkaç ay içinde tamamlanması ve diğer adımların da yavaş yavaş atılması bekleniyor.
Bunun ne kadar büyük bir adım ve ne ölçüde tarihî bir başarı olduğunun altı tekrar tekrar çizilmeli. Süreci korumak ve ilerlemesini sağlamak için azami dikkat gösterilmeli. Süreci baltalamak, bozmak isteyen çeşitli iç ve uluslararası güçlerin ve çevrelerin var olduğu ve bunların gelişmeleri önlemek için ellerinden gelen her şeyi yapmaya gayret edeceği unutulmamalı.Bu sürece yönelik bazı eleştirilere cevap vermekte fayda var.Söylenen şeylerden biri şehitlerin unutulduğu ve şehit ailelerinin görmezden gelindiği. Bu özellikle faşist Türkçü ve Kemalist çevrelerin sürece karşı çıkıştaki temel argümanlarından. Diyorlar ki pek çok insan can verdi. Bu insanların ailelerinin acıları hâlâ canlı. Bütün bu ailelerin olurları ve helallikleri alınmadan ve onların ailelerini mutlu edecek adımlar atılmadan bu sürece girmek bir hata.Her şeyden önce diğer zamanlarda bu aileleri ve dinî motivasyonları, duyguları görmezden gelen çevrelerin bu hassasiyeti duygulandırıcı. İnşallah böyle devam ederler. Ancak, bu tür meselelerde geçmişe değil geleceğe bakmak gerekir. Elbette evladını, eşini, anne babasını, yakınını şehit veren ailelerin acısı çok büyüktür. İnsani olarak daima onların yanında olmalıyız. Ne var ki asıl mühim olan geçmişin yasını tutmak değil gelecekte benzer acıların ortaya çıkmasını engellemektir. Memlekette, muhafazakâr tahminlere göre, elli bin kişi bu dönemde öldü. Ne yani, bir elli bin kişi daha mı ölsün isteniyor. Bu yüzden acıları içimize gömmek ve geleceğe yürümek zorundayız. Sadece Türk tarafı değil Kürt tarafı için de öyle. Yaşanan acılardan ders almalı ve yeni bir gelecek inşa etmeliyiz. Nitekim şehit aileleri de sürece destek verdiklerini çeşitli vesilelerle defalarca ilan ettiler.Bir diğer sızlama, ülkedeki sol-sosyalist çevrelerden geliyor. Onlar bu süreci bir terörden uzaklaşma ve demokratik yolları kullanma çabası olarak değil de sosyalist PKK'nın devlete teslim olma süreci olarak görüyorlar. Bundan rahatsızlar. Bu kadar güçlüyken ve 40 yıldır yok edilememişken PKK'nın kendisini feshetmesini anlamlandıramıyorlar ve kesinlikle yanlış buluyorlar.