PKK'nın kendini fesih kararı ve siyasi eşitlik

Demokrasi ile siyasi partiler arasında çok önemli ilişkiler vardır. Her şeyden önce siyasi partiler demokrasininvazgeçilmezleridir. Her demokratik sistem siyasi partilere dayanır. İkinci olarak, demokrasilerde birden fazla parti olmak zorundadır. Tek partili rejimler neyi hedeflerse hedeflesin ve kim tarafından başı çekilirse çekilsin kesinlikle ve kaçınılmaz olarak demokrasi değil ya otoriter ya da totaliter sistemlerdir. Bu tür sistemlerde adına parti denen varlıklar vardır ama bu adlandırma yanlıştır, çünkü bunlar demokrasilerdeki anlamında parti değildir. Üçüncü olarak, demokrasilerde siyasi partiler birbirleriyle eşittir. Bütün partiler benzer özelliklere sahiptir ve seçimlerde eşit şartlar altında yarışırlar.

Türkiye'de demokrasimizin bu üçüncü unsur bakımdan bazı problemleri olduğu söylenebilir. Başka bir deyişle Türkiye demokrasisinde ne yazık ki bütün partiler eşit olmaktan uzaktır. Siyasi partiler arasındaki eşitlik şartlarına uymayan bazı partiler göze çarpmaktadır. Bunların başlıcaları CHP ve DEM Parti'dir.

CHP'nin eşitsizliğinin iki noktadan kaynaklandığı söylenebilir. Birincisi partinin kurucusunun M. Kemal olmasıdır. CHP adına konuşanlar bazen yerli yersiz ve gerekli gereksiz bu hususu dile getirir ve böylece kedilerine bir avantaj sağlamaya çalışır. İkinci husus ise CHP'nin Siyasi Partiler Kanunu'na aykırı şekilde ticari faaliyet içinde olmasıdır. Bu da M. Kemal'in İş Bankası'ndaki hisselerini CHP'ye miras bırakmış olmasından kaynaklanmaktadır.

CHP, M. Kemal tarafından kuruldu ama demokratik bir parti olarak doğmadı. Bu yüzden tek parti cumhuriyeti dönemi CHP'si ile demokrasi dönemi CHP'si arasında farklar var veya olmalı. Ayrıca, M. Kemal'in günlük siyasette bir parti taraftarı veya öncüsü olarak gösterilmesi de bir taraftan onun millîliderliğine zarar vermekte diğer taraftan CHP'yi diğer partilerle eşitsiz hâle getirmektedir. İş Bankası'ndaki CHP hisseleri de benzer durumdadır. Bu hisselerin M. Kemal tarafından nasıl elde edildiği meselesi görmezden gelinse bile, M. Kemal'in miras bıraktığı dönemde tek parti vardı ve bu parti devlet ile özdeşleşmişti. Bu yüzden mirasın aslında CHP'ye değil devlete bırakıldığı öne sürülebilir...

DEM geleneğindeki partilerin eşitsizliği ise terörle kurulan veya sahip olunan organik bağlardan kaynaklanmaktadır. Bu özellikte başka bir parti yoktur. DEM bir anlamda silahlı bir güce de sahiptir. Bu güç seçmenleri tehdit edebilir. DEM'e oy vermeye zorlayabilir. DEM'e oy vermeyen seçmen kitlelerine zararverebilir. Nitekim geçmişte bu durum ortaya çıktığı için devlet seçmenlerin tercih özgürlüğünü ve güvenliğini sağlamak için bazı tedbirler almak zorunda kalmıştı.


Warning: mysqli_close() expects exactly 1 parameter, 0 given in /home/koseyazarioku.com/public_html/themes/templates/footer_yazi.php on line 19