Muhalefete muhalefet edilmez mi

Türkiye'de çok sık dile getirilen bir iddiaya göre bir demokraside muhalefete muhalefet etmek yanlış ve anlamsız. Muhalefet iktidarda olmadığı için hiçbir şeyden sorumlu tutulamaz ve muhalefetin eleştirilmesi için ancak ve mutlaka iktidar yıllarını beklemek ve görmek gerekir. Kuvvetle inananları bulunmasına rağmen bu görüşün pek doğru olmadığı ve değişik çelişki ve hataları bünyesinde barındırdığı söylenebilir.

Demokrasi her şeyden önce iktidarın çeşitli alanlarda ve seviyelerde paylaşıldığı bir rejimdir. Demokrasi iktidarı temerküz ettirmekten ziyade dağıtır. Bu bakımdan piyasa ekonomisine benzetilebilir. Piyasa ekonomisi ekonomik demokrasi ise siyasal iktidarı dağıtır. Ancak, ikisi arasında bir temel fark var. Piyasada aynı sahada ve aynı anda birden çok iktidar sahibi güç bulunabilirken demokraside ve genel olarak siyasette her iktidar alanında tek iktidar bulunabilir. Bir ülkede iki hükûmet, bir şehirde iki belediye olmaz.

İktidarı dağıtması yüzünden demokrasilerde otoriter ve özellikle totaliter ülkelerde olduğu gibi hayatın her alanında mutlak bir iktidar blokunun bulunduğu öne sürülemez. Mesela Türkiye'de bir iktidar alanı olarak TBMM'de elbette muhalefet de bir varlık sahibidir. Keza, mahallî idareler açısından bakıldığında da ülkenin en büyük üç şehri olan İstanbul; Ankara ve İzmir'de muhalefetin bir anlamda iktidarda olduğu görülmektedir. Şimdi hem TBMM'deki tutumları açısından hem de yerel yönetimlerdeki icraatları ve başarı dereceleri açısından muhalefet elbette değerlendirilebilir ve övgüye tutulabileceği gibi eleştirilebilir de...

Bir diğer mesele partilerin varlığının zaten diğer partilere karşı olmalarının sonucu ve göstergesi olmasıdır. Her parti diğer partilerde fikir, program ve insani ilişkiler bakımından yanlışlıklar, eksiklikler gördüğü veya kendisini onlar bünyesine tutamayacağı için varlık alanına girmektedir. Bu yüzden, partiler arasında koalisyonlar ve ittifaklar kurulsa da bunların geçici olduğu ve partilerin asıl görevinin diğer partilere muhalefet etmek olduğu söylenebilir. Örnek vermek gerekirse, AK Parti içinden çıkmış olan DEVA ve GP'nin CHP karşıtlığı burada toplanan insanların ayrı bir siyasi parti kurmuş olmasıyla ortadan kalkmaz. Keza Kürt kesimine baktığımızda da karşımıza çıkan HDP geleneğinin ve HÜDA-PAR'ın farklı ideolojik çizgilerde olduğu anlaşılmaktadır. Benzer bir durum İyi Parti açısından dikkat çekmektedir. Genel olarak CHP karşıtı bir çizgiden gelen bu parti içindeki insanlar CHP ile 2023 başkanlık seçimi için kurdukları ittifaktan rahatsızlık duymakta ve CHP'yi eleştirmektedir. Muhalefet partileri karşıtlıkta birleşebilir ama ne yapılacağı konusunda kesin ihtilâfa düşeceklerdir...