Kalbinde dünyayı taşımak
"O sözler ki bir kere çıkmıştır ağzımızdan
Uğrunda asılırız...
Attilâİlhan (15.06.192510.10.05)
Türk şiirinin en yücelerinden yurtseverliğin yılmaz bekçisi Attilâ İlhan gibi bilgeşairin 100. doğum yılında yaygın etkinliklerle anılmayışı nankörlükten öte içten içe çürüme halidir."
Attilâ İlhan'ın Deniz'ler için şiirinden üç dizeyle başlayan yukarıdaki paragraf Nihat Behram'ın 15 Haziran tarihli bir internet mesajıdır.
Yani tam da Attillâ İlhan'ın 100 yıl önce doğduğu gün ve ayın tarihi.
Doğrusunu söylemek gerekirse bu tarihi ben de atlamıştım. Oysa Attilâ İlhan en sevdiğim, en çok etkilendiğim şairlerimizin başında gelir.
"Çürüme hali" ne kadar sert bir ifade olsa da yazık ki çok yanlış değil.
Sokaktaki yurttaşa "Kimdir Attilâ İlhan" diye sorulsa acaba onu hakkıyla tanıyan kaç kişi çıkar
Oysa özellikle de genç biri, Attilâ İlhan şiirinden habersizse genç olmanın ne olduğundan da habersiz demektir.
Attilâ İlhan, kendi gençlik yıllarını anımsadığı bir şiirinde kardeşi Cengiz İlhan için "kalbinde dünyayı taşır bu çocuk" der ve devam eder: "Dünya kalbimizde taşınmaya değer"
Acaba günümüzde, kaç genç, kalbinde dünyayı taşıyor
Daha doğrusu dünyayı kalbinde taşımak ne demektir dense ne yanıt verecektir
Hem de okumuş yazmış, bilinçli bir gençten söz ettiğimizi düşünelim.
Diyeceksiniz ki ne kalbi, ne dünyası Özellikle de bizimki gibi bir ülkenin genci, yaşam koşullarını, geleceğini kaygıyla düşünmekten öte ne düşünebilir ki
Bu soruya yanıtım şöyle olacaktır:
Bizim gençlik yıllarımız da kolay olmayan koşullarda yaşandı.
Ama bu koşullar kalbimizde dünyayı taşımamıza engel olamadı.
Siyasetin içinde oluşumuzun yanı sıra, romanlar, şiirler okuduk. Yeni filmleri, tiyatro oyunlarını kaçırmamak için koşturup durduk.