Ataol Behramoğlu

Cumhuriyet

İnsanın yüceliği üstüne

Walter Pater'in yurtdışında bulunduğum sırada edindiğim "Studies in the Historyof the Renaissance" (Rönesans Tarihi Üzerine Çalışmalar) adlı kitabını birkaç ay önce okumaya koyulmuştum. Bu kitap bana Giovanni Pico della Mirandola adındaki olağanüstü genç adamı tanıttı. Genç adam, 1463'te doğup 1494'te henüz otuz bir yaşında yaşama veda etmiş. Olağa

İyileşirken (2)

Geçen yıl sonbaharda İzmir'de mesaneyle ilgili bir ameliyat geçirdim. İstanbul'a dönüşümüzde tamamen iyileşmiş gibiydim. Fakat önleyici tedavi devam ediyordu. Bu süreçteki sonda değişimleri sırasında kapmış olduğumu tahmin ettiğimiz mikrop nedeniyle ortaya çıkan enfeksiyon sonucunda üç hafta yoğun bakımda kaldım. Daha doğrusu kalmışım. Çünkü tümüyl

Edip Akbayram'ı yaşamak

Yazının başlığı önce "Edip Akbayram ve toplumcu müzik"ti. Sonra değiştirerek "Edip Akbayram'ı tanımak" yaptım. Sonunda yukarıdaki başlıkta karar kıldım. Çünkü Edip Akbayram'ın kişiliği de müziği de tanımların üzerine yükselir. Ne kişiliğini ne müziğini bir tanıma sığdırabilirsiniz. Onları ancak yaşayarak duyumsarsınız, anlarsınız ve artık bu insan

Yalanlar

Sistem yalan üretmeye devam ediyor.Ondan güç alıyor. Onunla besleniyor. Ya da öyle olduğunu düşünüyor. Doğrusu çok haksız da değil. Çünkü onca yalana karşın hâlâ ayakta.Son zamanların en gözde yalanlarından biri "ensar" kavramıyla ilgili. Ensar, yani kendisine sığınana kucak açan kişi ya da kişiler. Kuran'da Mekke'den göç etmek zorunda kalan ilk Mü

Türkiye kimin

"Türkiye sadece Türklerin değildir." İnternette gördüğüm bu cümle, üstelik adı Türkiye olan gazetenin, bir yazarının 5 Ocak 2019 tarihindeki köşe yazısında yer alıyor. Söz konusu kişi, "Suriyelileri istemiyoruz diyenler yargılanmalı" diye devam ediyor. Aklımdan bütün iyi niyetimle, bu satırların yazarı aradan geçen beş yıl sonrasında özellikle Suri

'Edebiyat ve Kötülük'

1897-1962 yıllarında yaşamış Fransız düşünür Georges Bataille'in bu ilginç adı taşıyan kitabını bir zaman önce okumaya başlamış, araya her halde başka okumaların girmesiyle daha sonra sürdürmek üzere bir yana ayırmıştım. Birkaç gün önce onu yine şu aralar okumakta olduğum kitapların arasına aldım ve kaldığım yerden değil de en başından okumaya koyu

İyiler kötüler yansızlar

Türkiye toplumu, tarihinde belki hiçbir zaman olmadığı kadar iyiler ve kötüler olarak ikiye ayrılmış.Bir de yansızlar var. Onları iyiler arasına mı, kötüler arasına mı katmalı, bilmiyorum.İyilik ve kötülük görece kavramlardır denebilir. Bir ölçüde doğru. Ama bir ölçüde.Size iyi gelen bir başkasına kötü gelebilir. Ya da tersine. Sizin kötü bulduğunu

Cezaevi mektuplarına gecikmiş yanıtlarım ve özürlerim

Cezaevlerinden gelen mektuplara köşe yazılarımla verdiğim yanıtlarda geciktiğim oluyor.Başlıca neden gazete adresine gelen mektuplara ulaşmada gecikmelerdir.Tabii başkaca nedenler, araya yaz aylarının girmesi, ihmaller de var.Şimdi önümde duran birkaç mektuba bakarken içimden, "Bu arada inşallah çıkmışlardır" dileği geçiyor.Nitekim 06.03.2024 tarih

Zamanın genetiğiyle oynamak

Yeni anayasa dedikleri şey, bir on yıl daha yani 2034'e kadar iktidarda kalmalarını sağlamak içinmiş. Yazımın başlığını oluşturan cümle, aklımda böylece kendiliğinden doğuverdi.Şiir dizesi olsa üzerinde fazla durmaya gerek olmaz.Neyse odur. Şiir gerçekliğin içinde bir şeydir. Kavramsal olarak doğruluğuna yanlışlığına bakılmaz. Fakat salt kavramsal

Hümanizm yurtseverlik sosyalizm

"Humaninsan" sözcüğünden türetilmiş "hümanizm" kavramı, insanı en yüksek değer olarak kabul etmek demektir.Kavramı, insan sevgisi olarak da özetleyebiliriz.Sözü dolaştırmayı sevmediğim için, insanın en yüksek değer olarak kabul edilmesi, onun başka canlı ya da cansız her şey üzerinde aklına eseni yapmaya hakkı olduğu anlamına gelmediğini hemen beli