Türkiye'de bugün hukukla ilgili kurumların en az güven duyulan kamusal kurumlar arasında en ön sırada yer aldığını, bu kurumların giderek siyasal erkin hukuk bürolarına dönüşmekte olduğunu iddia ediyorum.
Başta Anayasa Mahkemesi ve başka yüksek mahkeme üyelerinin pek çoğu olmak üzere ülkedeki mahkemelerin çoğunun yargıcı ve savcısının, dahası doğru dürüst hukuk eğitimi almış devlet memuru bütün hukukçuların bu saygınlık kaybından rahatsızlık duyduğunu, fakat egemen siyasetin hışmına uğramak korkusuyla seslerini çıkaramadıklarını, hukukun, bu demektir ki vicdanlarının sesini duymazdan geldiklerini iddia ediyorum.
Bu durumdan avukatların da paylarına düşeni aldıklarını, yine siyasal erkin baskısıyla avukatlık mesleğinin ülkenin hiçbir döneminde bu kadar horlanmadığını ya da emir kulu durumuna düşürülmediğini iddia ediyorum.
Benzer şeylerin beş aşağı beş yukarı kolluk güçleri için de söylenebileceğini ve söylendiğini iddia ediyorum.
Silahlı kuvvetlere olan bağlılığı ve güveni her şeyin üstünde olan halkımızın, son yıllarda bu duygularında aşınmalar olduğunu iddia ediyorum.
Her alanda yüksek bürokrasiden pek çok kimsenin bu gidişten rahatsızlık duyduğunu fakat yine mevki kaybetme korkusuyla sessizce emekliliklerini beklediğini iddia ediyorum.
Dünyanın uygar, demokrat hiçbir ülkesinde milletvekili, bakan, müsteşar, cumhurbaşkanı vb. maaşlarının bizdeki kadar; örneğin öğretmen, küçük memur, emekli vb. maaşlarına göre orantısızca yüksek olmadığını iddia ediyorum.
***
Toplumsal yaşama, halk insanının, emekçi insanın, orta tabakanın yaşamına gelelim.
Yine hiçbir ülkede, ev kirası denen şeyin bu kadar fahiş ve gelirle orantısızca yüksek olmadığını iddia ediyorum.
Hiçbir uygar ülkede yüksek gelire sahip olmayan insanın bizim son yıllardaki ülkemizdeki gibi bir lokma bir hırkaya mahkûm olmadığını, temel gıda ürünlerinden, yeni ve nitelikli giyim kuşam edinmekten bizdeki kadar yoksun yaşamadığını iddia ediyorum.
Hiçbir uygar ülkede çocukların bizdeki kadar kötü beslenip kötü eğitilmediklerini, gençlerin bizde son yıllarda olduğu kadar ümitsiz, çıkışsız, geleceksiz olmadığını iddia ediyorum.
Bizimkinden başka hiçbir devletin ülke dışına seyahat edecek yurttaşlarından haraç almadığını iddia ediyorum.
Yol, köprü vb. geçiş ücretlerinin, devletin her alanda halkın cebinden zenginlerin cebine aktarılan haraç nitelikli vergilerin hiçbir ülkede bizdeki kadar anlamsızca çok ve yüksek olmadığını iddia ediyorum.

14