Felsefenin tesellisi

Geçen yaz okumayı tamamlayamadığım başucu kitaplarımdan biri de Roger Scruton adlı yazarın Modern Felsefenin Kısa Tarihi adlı yapıtıydı. (Dipnot Yayınları, çev. U.Özmakas-Ü.H.Yolsal) Şimdi biyografisine baktığımda bu yazarın dilimizde Spinoza ve Kant üzerine yapıtlarının bulunduğunu da öğrendim. Edinip okumalı.

Fakat "Felsefenin tesellisi" başlığını koyduğum bu yazının konusu Scruton'un yapıtı değil, onu yarıladığım yerden değil de iyi ki en baştan yeniden okumaya koyulduğumda rastladığım, ilk okuyuşumda nasılsa dikkatimden kaçmış bir başka yapıt, Boethius'un Felsefenin Tesellisi adlı kitabı olacak.

Eksiksiz adıyla Anicius Manlius Severinus Boethius milattan sonra 480-524 (ya da 525) yılları arasında (demek ki 44-45 yıl) yaşamış, yaşamı cezevinde ve ağır işkence altında sona ermiş Romalı düşünür ve siyaset adamı. Kitap okunmaya başladığında bu niteliklerine şair sıfatını da eklememek haksızlık olacaktır.

***

iğdem Dürüşken'in dilimize Latince aslından kazandırdığı kitap (Alfa Yayınları 2015. İkinci bs. 2023) bilimsel-felsefi içeriğinin yanı sıra, şiirlerle yazınsal akıcılık ve derinlik kazanan bir roman gibi kurgulanmış. Özetle, o günlerin, burada adını anmaya gerek duymadığım, üstelik bu adın önüne büyük sıfatı eklenmiş Roma imparatoruna suikast düzenlediği iftirası ile (bu gibi taraklarda bezi olmadığı kitabın daha ilk satırlarında görülebilen!) bu tertemiz adam zindana atılıyor ve savunması bile alınmadan idama mahkûm ediliyor. Ne yazık ki gerçekleşecek bu uğursuz kararın infazını bekleme süreçlerinde, kendisi gibi senatör iki oğlundan, sevgili eşinden ve dostlarından uzakta, adı karalanmış olarak zindanda yazdığı bu olağanüstü yapıt, güzel bir kadın olarak ziyaretine gelen felsefe ile diyaloglarından oluşuyor. Türkçe çeviriye önsözünde çevirmenin sözleriyle: "Pagan dünyanın düşünsel öğretileriyle ortaçağın Hıristiyanlık düşüncesinin tam eşiğinde duran Romalı bir filozofun felsefeyle yaptığı iç hesaplaşması(...) antikçağ Yunan felsefesinden, Yeni-Platonculuktan, Latin edebiyatından seçilen düşüncelerin seçkin bir karması...)"

***

Beş kitaptan oluşan yapıtın birinci kitabında yer alan "zalimlik konusunda adeta sözbirliği etmiş hâkimler" sözü, diktatörlüğün egemen olduğu bütün zamanlar ve toplumlar için söylenmiş gibidir. "ok kez en ahlaksız insanların en yüksek mevkilerin başına getirildiğinden kimsenin kuşkusu olmadığına göre, en şerefsiz kişilerde kalmasına izin verilen bu mevkilerin özünde iyilik olmadığı" gibi bir görüş de sanırım yine diktatörlüğün ya da buna benzer sistemlerin egemenliğindeki bütün zamanlar ve toplumlar için geçerlidir. İkinci kitabın özeti olarak söylenen ise yapıtın tümünün özeti olarak da okunabilir. ektiği üzüntünün nedenini mutluluğunun yok olmasına bağlayan Boethius'u felsefeyi "insan yaşamında tek gerçek mutluluğun ve sevincin, talihsizliklerle karşı karşıya kalındığında insanın kendisine hâkim olabilmesinde yattığını, gerçek mutluluğu kaderin denetimindeki maddi hazlarda aramak yerine, kişinin kendi benliğinde araması gerektiğini" bu vurguyla yanıtlamaktadır.