Yeşilçam'ın 'parçalı' dönemi

Yeşilçam'da '70'li yılların ikinci yarısında bir erotik filmler furyası başladığını ne zaman keşfettim hatırlamıyorum ama şunu çok iyi hatırlıyorum: Tiyatrodan, sinemadan tanıdığım ve 'iyi aktördür' (o zamanlar sadece 'tiyatrocu' denirdi, o zaten iyi aktör demekti) diye bilinen bazı oyuncuları "Civciv Çıkacak Kuş Çıkacak"ların, "Parayla Değil Sırayla"ların afişlerinde görmek beni çok şaşırtmıştı. Aynı afişlerdeki kadın oyuncuların adını pek bilmiyordum, bu da başka bir yazının konusu.

Hasan Tolga Pulat'ın yazıp yönettiği "Parçalı Yıllar", tam da böyle bir aktörün; tiyatroda Kral Lear oynarken kendisini izleyecek 'Cüneyt Hoca'nın yolunu gözleyen Aytekin Aktaş'ın idealist bir oyuncudan erotik film yıldızlığına giden yolculuğunu anlatıyor. Yıl 1975, Yeşilçam krizde, salonlar boş, daha doğrusu bir tek araya atılan 'parçalar" ile erotik filmler iş yapıyor. Evin geçiminin üzerine karısının kanser tedavisine de para yetiştirmesi gereken Aytekin'e yavaş yavaş başka seçenek kalmıyor.

Prömiyerini yaptığı 62. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde Yetkin Dikinciler'e En İyi Erkek Oyuncu, Bilge Şen'e Cahide Sonku, İrsel Çivit'e En İyi Müzik ödüllerini kazandıran film, dönemin Yeşilçam'ının gerçeklere dayanan bir portresini çizerken bizi son derece naif, sevilesi ve Yetkin Dikinciler'e çok yakışan bir karakterle tanıştırıyor. Aytekin'in Mine Çayıroğlu'nun oynadığı karısıyla arasındaki sevgi ve anlayış dolu ilişkiyi de atlamayalım. Zaten filmin kadın karakterlerine yaklaşımını çok sevdiğimi söylemeliyim. Emektar oyuncu (Bilge Şen) olsun, Aytekin'in kamera stop dediği anda dünya ahret bacısına dönüşen partneri (İlkin Tüfekçi) olsun, gayet zarafetle çizilmiş karakterler. Bu kadın oyuncularla Aytekin arasındaki dinamiklerin filme kayda değer bir katkısı var.

Handikaplarından biri fazla uzun (131 dk) olması, diğeri de zaman zaman melodrama fazla kaçması olsa da seyirci çok sevdi, "Parçalı Yıllar"ı. Bugün de 36. Ankara Film Festivali'nin Ulusal Yarışması kapsamında saat 19.00'da Büyülü Fener Sineması'nda gösteriliyor.

Bir film seti olarak Ankara

Ankara Film Festivali, sokaktan girilen sineması, o sinemanın insanı hayallere sürükleyen ismi (Büyülü Fener) ve Kızılay'ı bir sinema vahasına çeviren programıyla korunup kollanması gereken bir değer. Bu sene 36. kez düzenleniyor, 13 Kasım'da Şinasi Sahnesi'nde düzenlenen bir törenle başladı, hafta boyunca da devam edecek.