Ölümü yenen sevgi

Hayatımın en kıymetli röportajlarından biriydi. Aynı zamanda en hüzünlüsü oldu. 2021'in ocak ayıydı, niye daha önce tanışmadık diye hayıflandığım Doğan Cüceloğlu ile karşı karşıya oturup sohbet etme imkânı bulmuştum. Deniz Bayramoğlu ile nehir söyleşi kitapları "Var mısın" üzerine, sonrasında her bir cümlesini tekrar dönüp hatırlamak istediğim söyleşi olmuştu. Pandemiden sonra ortak dostumuz Nurdoğan Arkış'la hep beraber daha uzun bir sohbet gerçekleştirmek üzere ayrılmıştık.Aradan bir ay geçmedi, tarihler 16 Şubat'ı gösterirken Doğan Cüceloğlu'nun yaşama veda ettiği haberini aldık. Hayatta pek az ölüm beni bu kadar sarsmıştır. Sanırım bu kadar çok insanın hayatına dokunan, bu kadar çok çocukta, ailede, anne babada, "can"da kalıcı izler bırakan birinin "gitmesi" fikrini kabul etmek istemediğimden. "Mış gibi bir yaşamın kaynağı" olarak tanımladığı korku kültürünün egemen olduğu bir toplumda bıkmadan usanmadan "değerler kültürü"nden söz eden, kitaplarında, konuşmalarında, sosyal medya paylaşımlarında, podcast yayınlarında bunları tadına doyulmaz bir sohbet içinde açıklayan birinin yokluğu ne kadar acıydı.Şu an, aradan tam bir yıl geçmişken, elimde "İyi ki" (Kronik Kitap) adlı kitabı tutarken, hayatını bu derece anlamlı ve coşkulu yaşamış, hiç durmadan çalışıp bu kadar çok eser bırakmış, her şeyden önemlisi de yakın olduğu, "ekip olduğu", hatta sadece bir kez tanışıp sohbet ettiği birinde bile bu kadar paha biçilmez anılar bırakmış birinin "yokluğu"ndan söz edilemeyeceğini düşünüyorum. Doğan Cüceloğlu'nun değerli eşi Yıldız Hacıevliyagil Cüceloğlu, ondan kendisine kalan son mesaj olarak değerlendirdiği Kazancakis'in "Sevgi ölümü yener" cümlesinden yola çıkarak bir kitap hazırlamış. Doğan Cüceoğlu'nun çocuklarından, dostlarından, yakınlarından onun "değerleriyle" ilgili anılarını paylaşmalarını istemiş. Kitapta Doğan Cüceloğlu'nun el yazısıyla yer alan "değerler listesi"ni ben de paylaşmak isterim: "Çocuksu merak duygusu, hakkaniyet, dürüstlük, sorumluluk, halden anlamak, saygı (sınırlara), sevgi, iş birliği". Kitapta bu değerlerle, "Doğan Hoca"nın bu değerleri kendi hayatında nasıl yaşattığına dair müthiş anılar var. Bitmesin diye yavaş yavaş okuyup her birinden sonra düşünmek istiyor insan. Mesela Emre Pekçetinkaya'nın Sapanca'da bir kitap çalışmaları sırasında çektiği bir fotoğrafa dair anısı var, Doğan Cüceloğlu'nun yanına yaklaşmasına izin veren bir yusufçuğun "sınırlarına ve doğasına" saygısıyla ilgili. Evet, kanatlı bir böcek, saygı gösterdiği. Hayatımızda kimleri "saygı değer" buluyoruz, "sevdiğimizi" söylediğimiz canlıların doğasına, sınırlarına