Yeri geldikçe dile getirdiğim gibi sinemada, ekranda, sahnede kadın karakterlerin hikâyelerinin az anlatılıyor olmasıyla ilgili hep bir şikâyetim var. Hani çok klişe bir cümle vardır; röportajlarda sıkça kurulur; "Herkes kendisinden bir şey bulacak". Ben bulamıyorum işte. Hâlâöyle dünyalar kuruluyor ki kadın fon perdesinden hâllice, karakter demeye dilim varmıyor.
Ama sonra bakıyorsunuz, bu sefer 'kadın hikâyesi' adı altında bir şey sunuluyor, yalan değil, kadınlar var odağında ama "keşke hiç denenmese miydi" diyorsunuz, çünkü bir de bunun 'nasıl'ı var. O anlatılan kadın maalesef toplumun zihnindeki kadın imajından bağımsız değil. Ve öyle anlatıldıkça da değişeceği yok.
Son yıllarda bu alanda bebek adımlarıyla da olsa bir yol alıyoruz, almıyor değiliz. Ve neyse ki bu işe baş koyanlar, dönüşüm için çabalayanlar var. Kadının sahnedeki temsiliyetini, nasıl göründüğünü ve nasıl görünmediğini dert edinen dört oyundan oluşan "Kadınlar, Gölgeler ve Duvarlar" projesi bunlardan biri.
Oyuncular Sendikası'nın STDV ve Türkiye Mozaik Foundation'dan Kültür Sanat Fonu alan projesi, sahneye taşınmadan önce yedi ay süren odak grup görüşmelerinden doğmuş.
Projenin gönüllü yürütücüsü ve seyirci karşısına çıkan ilk oyunun oyuncusu İris Bilen, belirledikleri dört grup kadına (HIV ile yaşayan kadınlar, DEHB teşhisi olan kadınlar, göçmen kadınlar ve oyuncu kadınlar) sahnede nasıl temsil edilmeyi tercih ettiklerini, nasıl bir oyun ve nasıl bir karakter görmek istediklerini sorduklarını anlatıyor. Bu görüşmeleri yaparken Pozitif Yaşam Derneği, İnsan Kaynağını Geliştirme Vakfı, Uluslararası Göçmen Kadınlarla Dayanışma Derneği ve Muhtelif Kafalar'dan destek almışlar.
En sonunda da bütün bu görüşmelerden ve yaptıkları uzman toplantısından çıkan sonuçları seçilen dört yazarla paylaşarak startı vermişler. Kadınlar kendi hikâyelerini, kendi karakterlerini kendi sözleriyle oluşturmuşlar yani bir anlamda.
Projenin çatı ismi derdini anlatıyor zaten: Kadınların gölge gibi görünmezliği ve önlerine dikilen duvarlar var hedefte. Şu an dört oyun seyirci karşısına çıkmaya hazır. Hatta ilki çıktı bile. Gerisi de peş peşe perde açacak. Oyuncu kadınlar odak grup görüşmesinden çıkan "Yüzüm Güzel Aslında" adlı oyunu Eren Azak, HIV ile yaşayan kadınlar odak grup görüşmesinden çıkan "B Eşittir B"yi Çağla Canbaz, göçmen kadın odak grup görüşmesinden çıkan "Kargo 99 B"yi Aslı Ceren Bozatlı, DEHB tanısı almış kadınlar odak grup görüşmesinden çıkan "Dördüncü Cemre" adlı oyunu da Devrim Pınar Gürbüzoğlu kaleme almış. Yönetmenler Özlem Dilan Atakul ve Baturalp Ali Yavuz. Ayrıca her bir oyunun bir süpervizörü var; saydığım sırayla Özlem Zeynep Dinsel, Cem Yiğit Üzümoğlu, Gizem Erman Soysaldı ve Ali Ömür Ulusoy. Oyuncuları da İris Bilen, Cansu Tekoluk, İpek Elmas Şenol ve Ayşegül Çaylı.