Türkiye ile Suriye "bir" olmalı... Ama nasıl
PKK başından akıl almaları için DEM milletvekilleri Pervin'le Süreyya İmralı'ya gönderilirken, diğer tarafta Ankara'da Millî Güvenlik kurulu toplandı. Uzun yıllardır, MGK'nın asıl meselesi yıkıcıbölücülerle mücadele.
"Devlet"in MGK'yı toplaması gösteriyor ki, Abdullah Öcalan'dan medet umulmasının hiçbir kıymet-i harbiyesi yok.
MGK'nın yedi maddelik bildirisinin üç maddesi teröristlerle, yıkıcıbölücülerle ilgili:
3. PKKKCK-PYDYPG, FETÖ ve DEAŞ terör örgütleri başta olmak üzere millî birlik ve beraberliğimiz ile bekamıza yönelik her türlü tehdit ve tehlikeye karşı yurt içinde ve yurt dışında azim, kararlılık ve başarıyla sürdürülen operasyonlar ile son dönemdeki uluslararası gelişmeler hakkında kurula bilgi sunulmuştur.
4. Suriye'deki yeni yönetimin; devletin egemenliğinin, üniter yapısının, toprak bütünlüğünün ve siyasî birliğinin sağlanması ile ülkedeki tüm etnik, dinî ve mezhebî grupların temel hak ve hürriyetlerinin güvence altına alınması hususundaki iradesine, Suriye'nin yeniden inşasına, Suriye halkının huzur ve refaha kavuşmasına tam destek verileceği bir kez daha teyit edilmiştir.
5. PKKKCK-PYDYPG'nin Suriye'deki mevcut durumu ve muhtemel gelişmeleri herhangi bir şekilde istismar etmesine izin verilmeyeceği hatırlatılmış; bölgemizdeki dost ve kardeş halkların düşmanı olan tüm terör örgütlerinin her hâlükârda tasfiye edileceği vurgulanmıştır.
Dördüncü maddenin Suriye'nin iç işleri olarak düşünebilirsiniz. Doğrudan bizi ilgilendiriyor. PKK'nın en büyük destekçisi ABD-İsrail. İç içe geçmiş bu iki ülke, özellikle Suriye'deki PKK uzantılarını kullanıyor. Şimdiye kadar Türkiye PKK'yı Fırat Nehri'nin batısından, ABD ve Rusya'nın izin verdiği ölçüde diyeceğim, kısmen kovabildi. Suriye'de Baas-Beşşâr Esad rejimi çökertildikten sonra Rusya devreden çıkınca, Türkiye Tel Rıfat ve Menbic'i alarak Fırat Nehri'ne dayandı.
Sıra Fırat'ın doğusunda. Suriye'nin zenginlikleri de bu bölgede. Her şeyden önce bölgede petrol var ve bu petrol ABD'nin desteğiyle PKK'nın kontrolünde. ABDİsrail, her türlü silahla PKK'yı donattı ve motive etti. Bazı bölgelerde iç içeler. Diğer taraftan halkın kalkan olarak kullanılması söz konusu.
Ülke bütünlüğü esassa, önce Suriye'nin yeni yönetimi gereğini yapacak, PKK'yı tasfiye edecektir. Bir bağımsız ülkede, aralarında antlaşma olmadığı hâlde bir başka ülkenin askerlerinin bulunması, "işgal" anlamına gelmez mi Hele bu ülke, ayrışma planı yapan, bunun için eline silah almış bir grubu desteklerse "düşman" ilân edilmesi tabiî değil mi!
Suriye'nin yeni yönetiminin savunma bakanı Murhef Ebu Kasra önceki gün basın toplantısında, PKK'ye tavrını net koydu.
Suriye deyince PKK'ya bir de YPG ekliyorlar, KCK ekliyorlar. PKK'ya yandaş olanlar ise, Suriye'dekileri PKK'ya bulaştırmadan doğrudan "YPG" diye adlandırıyorlar. Hepsi bir maksada matuf. Bunlar da PKK uzantısı. Onun için "PKK"nın yanına bir sürü harf sıralayıp kafa karıştırmaya gerek yok. Bir de parti adının kısaltılmışı varmış. Bakmaya bile gerek duymadım.
Suriye Savunma Bakanı Murhef Ebu Kasra