PKK ile 'ilişkiler'e yeni kapı açılırken...

İlla yeni anayasa diyorlar. Bayramda bile yeni anayasanın "zaruret"i üzerinde durdular.

MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli'nin bayramın birinci günü Alparslan Türkeş'in kabri başında yaptığı açıklamayı baştan sona dinledim. Farklı bir açıklamaydı. Bu açıklamayı üç kategoride okumak gerekiyor.

Kabul etmek lâzım... Devlet Bey PKK ile "ilişkiler"e yeni kapı açtı. Bu kapıyı açmasaydı, PKK'nın politikadaki has adamı DEM'in erkek genel başkanı Tuncer Bakırhan gibi biri Trabzon-Maçka'da PKK militanlarının şehit ettiği Eren Bülbül'ün annesini arayıp bayramını kutlayarak, bütün şehit aileleriyle bir bağlantı kurmak ister miydi

Bu Tuncer, siyasetteki en katı PKK uzantılarından. Yakın zamanda PKK'ya karşı mücadele veren korucular için alaycı bir dille ne demişti

"Çatışmalar bittiğinde korucuları işsiz bırakmayacağız. Elindeki silahı al, ver sopayı, köyde hayvan baksın. Daha onurlu bir görevdir."

Bu ifadeler, PKK'nın koruculardan nasıl yıldığının da işaretidir.

Burada üzerinde durulmayan "korucuları işsiz bırakmayacağız" sözüne dikkatinizi çekerim.

Bu sözler karşısında şu soru akla gelmez mi "Bölgeyi seninkiler mi yönetecek Tuncer"

Anlaşılan DEM'ciler, Tuncer'in, Devlet Bahçeli'nin çizdiği çerçevenin dışına çıktığını düşünmüş olmalılar ki; "Sen ne yaptın! Planı bozuyorsun. Sözlerini tevil etmelisin." demişlerdir.

DEM'ciler pek Türkçeciler, "uzlaşma"yı bile Türkçe için yetersiz görmüşler, "uzlaşı" yapmışlar, "kent uzlaşısı" diye CHP ile şehirlerde iç içe girmenin yollarını açmışlardı.

"Tevil" kelimesini kullandım ya... "TürkçüTürkçeci" PKKDEM'ciler "tevil" yerine ne konacağını derin derin düşünüyorlardır. Belki de özün de özü Türkçeci Ali Püsküllüoğlu'nun yıllarını verdiği "Öz Türkçe Sözlük"ünü sayfa sayfa tarayıp bir kelime aramışlardır.

DEM'cileri yormayayım. Sözlük elimde. Ali Püsküllüoğlu "tevil"i şöyle açıklıyor:

"tevil (sözü) çevirme, değiştirme, döndürme, çevirti"

"tevil etmek (sözü) çevirmek"

Söz açılmışken "Türkçemiz"e devam edelim. "Kent uzlaşısı"nın nasıl ortaya çıktığına da bu sözlükten bakalım: "Şehir kent".

"Uzlaşı" "mutabakat"ın karşılığı kullanılmış olmalı. Ama "uzlaşma" ile "mutabakat"ta da nüans var. "Mutabakat", "anlaşmaya varma" ağırlıklı bir söz. Elbette iki kelimenin birbirinin yerine kullanıldığı da oluyor.

Ali Püsküllüoğlu sözlüğünde "mutabakat" karşılığı şu kelimeleri sıralıyor: uyuşma, uyum, uygu. "Mutabık" karşılığı ise; uyuşmuş olan, uygun.

Yalnız "kent" Azerbaycan Türkçesinde "köy" demek. "Şehir" gibi hayatın her kademesinde olan bir kelimeye sözüm ona "Türkçe" karşılık bulmaya kalkışınca böyle boşluğa düşülüyor. Bu "boşluk" o kadar çok ki...