Recep Tayyip Erdoğan, kesinlikle yeniden cumhurbaşkanı olmalı. Bunun idraki içinde. Cumhurbaşkanlığından indiği an, sayısız davalarla karşı karşıya kalması çok muhtemel. Hem de hiç beklemediği kişilerden. Çünkü öküz ölüyor, ortaklık bozuluyor.

Reis Bey, anayasayı değiştirmek, kendilerinin Saray'da kalmasını sağlamak istedi ama artık bu mümkün görünmüyor. TBMM'de PKKDEM milletvekillerinin desteğiyle 400, olmazsa 360 oyu alması lâzım. 360 da riskli. Halkın karşısına çıkacak... Bölücü yıkıcılarla azimli mücadelesi PKKDEM'cilerin desteğini almasına engel. Gerçi açık kapı da bıraktığı oluyor. Diyarbakır'da ve İstanbul'da PKKDEMHDK'nın "Nevruz kutlamaları" bahanesiyle gövde gösterisi yapmasına hiç ses çıkarmadı.

Burada bir terslik var. Buna geleceğiz. Önce haberi okuyalım:

"İstanbul'daki Nevruz kutlaması, 23 Mart Cumartesi günü Yenikapı'da yapıldı. Kutlamalara Halkların Demokratik Kongresi (HDK) damgasını vurdu. Kutlamalarda önemli rol oynayan HDK'da eş sözcü Ali Kenanoğlu bir de konuşma yaptı.

Kenanoğlu, konuşmasında Öcalan'a atıf yaptı. 'İstanbul'da yapılan siyasi darbe, 27 Şubat'ta Abdullah Öcalan'ın 'Barış ve Demokratik Toplum' çağrısına da bir provokasyondur. Çünkü Öcalan sadece barış demiyor, demokratik toplumu da beraber inşa etmemiz gerektiğini söylüyor. Darbeci yaklaşımla demokratik toplum oluşmaz' dedi." (ODATV, 23 Mart 2025)

Bu haberde "HDK'da eş sözcü Ali Kenanoğlu" yazıyor. Önce şu notu vereceğim:

"Eşbaşkanlık" kanunu sadece parti genel başkanları için çıkarılmıştı. Bu da sakat. Bir kanun çıkarıldıysa keyfe göre eş başkanlık olabilir mi Bütün partiler bir erkek bir dişi başkan seçmeli.

Böyle deyince aklıma geldi. Eğer Cumhurbaşkanı adayı bir partinin genel başkanıysa bir erkek bir dişi cumhurbaşkanı mı seçilecek Kanun PKK için çıkarıldı. Sakat da olsa kanun kanundur! Şu anda çift genel başkanlığı DEM ve türevleri kullanıyor. İtiraz yok. Diyelim ki; Abdullah Öcalan hapisten koyuruldu (bırakıldı. Yozgat ağzı), DEM'in başına geçti... Eş başkanı bir kadın olmayacak mı A. Öcalan cumhurbaşkanlığına adaylığını koysa eş aday olarak yanında da bir dişinin olması gerekmiyor mu!

Abdullah Öcalan, yurt dışına kaçmadan önce Türkiye'deyken "Kesire" adında bir kadınla resmî evliydi. Bir süre sonra araları bozuldu. Kesire kaybolup gitti.

Konu açılmışken, şunu da ekleyeyim. İmralı duruşmaları sırasında bizzat aldığım notlarımdan aktarıyorum:

İkinci Duruşma, 1 Haziran 1999. Mahkeme Başkanı Turgut Okyay, Öcalan'a örgüt içi infaz emri verip vermediğini sordu. Abdullah Öcalan: "Hayır Benim evli olduğum Kesire Yıldırım hakkında, merkez üyesiydi, ölüm kararı çıktığı hâlde ben bunu uygulatmadım." dedi.

Turgut Okyay, Kesire için, "İsveç'te mi" diye sordu. Öcalan "Sanıyorum" dedi.

Abdullah Öcalan sonra "Palme'yi PKK-Vejin Örgütünün öldürdüğü yolunda bilgiler aldım." dedi. Mahkeme Başkanı Okyay, soru ve cevapları özetleyerek zapta geçirtiyordu. Bu arada bir şehit yakını avukatı müdahale etti: "Eksik söylendi. 'PKK-Vejin bunu işledi' demişti."

Okyay sordu: "Vejin örgütü nedir"

Öcalan: "Benden ayrılan Kesire Yıldırım, Hüseyin Yıldırım ve yakınlarının geliştirmek istediği bir örgüttür." cevabını verdi.

(İsmi geçen Hüseyin Yıldırım