Nusayrîler, Alevîler derken...

Suriye'de iktidar değişti. Aileleri katliama uğrayanlar, eziyet görenler yurdundan göçmek zorunda kalanlar, sevinç çığlıkları attılar. İktidarı değiştirenlerin başı Ahmed eş-Şara cumhurbaşkanlığı makamına oturdu. Örgütteki adı "Kolanî" idi. İsmini gizliyordu. Çünkü Batı ülkeleri onu terörist ilân etmişlerdi. İran ve Rusya ile iç içe olan Esad rejiminin bir araya getirdiği değişik silahlı gruplarla yıktı.

Başında olduğu grupların Baas-Beşşâr Esad rejimini devirmesine sevinç çığlığı atanların başında İsrail ve İsrail'in uydusu ABD geliyordu. Diğer ülkeler de hemen dış işleri bakanlarını, diğer yetkililerini Şam'a gönderdiler Ahmed eş-Şara'yı kutladılar, ambargolarını hafiflettiler.

Eş-Şara; rejimin yıkılmasında en büyük desteği gördüğü Türkiye'ye gelip gitti. Bakanları arada bir uğradılar. Birtakım imzalar attılar ama, Türkiye'nin esas beklediklerinin hemen hiçbirine istenen cevabı vermediler.

Bir devlette ülke bütünlüğü esastır. Eşit yurttaşlık esastır. Suriye'nin neredeyse üçte biri PKK'nın elinde. Petrol kuyuları da PKK'da. Eş-Şara PKK'yı devlet içinde devlet gördü, günde 10 bin varil petrol alma antlaşması imzaladı. Türkiye'ye açılan sınır kapısını PKK kontrol ediyor. Gelip geçenden, TIR'lardan misliyle parayı PKK topluyor. Şam'dan ses yok.

Bilmiyorum, Türkiye neden baskıcı olmadı Neden "Ey Ahmedü'ş-Şara! Sen bizimle hayat buldun!" denmedi Yoksa denildi de Ahmed oralı mı olmadı

Türklerin Suriye'de ayrı bir ordusu var. Bu ordu ne olacak 8 bin küsur kilometrekarelik alan Türkiye'nin kontrolünde... Eş-Şara kendisini biraz güçlü hissetse, Ankara'ya diklenecek, "Suriye bir bütündür. Çıkın topraklarımızdan!" diyecektir. Hiç şüpheniz olmasın.

Türkmenlerin belli bir ağırlığı var. Ama siyasî mekanizmada yoklar. Neden

Şimdi Suriye yine karıştı. Yeni rejime isyan bayrağı açanlar var. Başı Nusayrîler ve Dürzîler çekiyor. Nusayrîlerin kesif yaşadığı Lazkiye ve etrafında Nusayrî veya değil, silahlı gruplar, Şam'ın silahlı gruplarıyla çatışıyorlar. İki taraftan da çok insanın hayatını yitirdiği haberleri geliyor.

Bizde belli kesimlerde "Alevîlik" hassasiyeti çok fazla... Nusayrîler hemen sahiplenildi.

Sahiplenmede özellikle CHP başı çekiyor. CHP'nin öfkeli sesi Ali Mahir Başarır, Nusayrîlerin yaşadığı Hatay Arsuz'da konuştu, "Lazkiye'ye gideceğiz. Ölümse ölüm!" dedi:

"Buradan Ankara'ya sesleniyoruz, Avrupa'ya sesleniyoruz, BM'ye sesleniyoruz. Bugünden tezi yok Suriye'ye bakın, akan kanı durdurun. Oraya insanî koridor açılsın. Eğer bunlar yapılmasa, bir sonraki adımımız milletvekillerimizle birlikte Lazkiye'ye gideceğiz. Ölümse ölüm. Her gün ölmektense bir gün ölürüz hiç sıkıntı yok."

Lafa bak! Her gün ölmektense bir gün ölürmüş. Hiç sıkıntı yokmuş.

Türkiye Nusayrîleri Suriye Nusayrîlerinin uzantıları.

Türkiye'nin değişik bölgelerindeki Alevîler, Iğdır ve çevresindeki Şiîler ile Nusayrîleri bir görmeyelim. Nusayrîler ayrı bir dünya.

Alevîleri genelleştirir, bütün kollarını aynı çizgiye getirirsek yanılırız. Daha önce de meseleye girdim. (Bakınız: https:www.yenicaggazetesi.com.trsuriye-alevlik-nusayrlik-derken-510147h.htm)

İster istemez iki kitabımızı hatırlatacağım: Nusayrîler ve bağlantılarını okuyacağımız Alamut'un Büyüsü Haşhaşîler: Sır ve Ölüm ile Türkiye ve Balkanlardaki Alevîleri için: Alevîler ve Bektaşîler Arasında)