Köpekler baş tacımız!

Köpekler meselesini iki taraf da abarttı. İnsan sağlığı mı, köpek sağlığı mı önemli noktasına getirdiler. Şimdi bir kanun çıktı. Köpeklerin uyutularak öldürülmesinden, ötanaziden vazgeçtiler. Daha önce var olan Veteriner Hizmetleri Kanunu'ndaki 3. maddeye sığındılar.

"Köpek sağlığı önemli" diyen kesim, Veteriner Hizmetleri Kanunu'nu fark etmemiş miydi Neden ses yükseltmediler, diyeceğim ama, birileri hemen fırlar, takip etseniz bilirdiniz, canhıraş bağırdık, derler şimdi.

Daha önce çıkan kanunda güya köpekler toplanıyor, aşılanıyor, kısırlaştırılıyordu. Şimdiki kanunla öncekinin arasındaki asıl fark köpeklerin sokağa bırakılıp bırakılmaması. Öncekinde son merhale kısırlaştırıldıktan sonra sokağa bırakılmasıydı. Yeni kanunda, sokağa bırakılmayacak, toplama kamplarında kalacak. Birileri çıkıp köpekleri sahiplenirse ne alâ. Sahiplenilmezse... İşte orası karanlık; ölüme terk gibi bir şey.

Kanunu çıkaranlar Veteriner Hizmetleri Kanunu'na sığındı. Kanunu okuduğunuzda kimsenin itiraz edemeyeceğini görüyorsunuz ama... "Ama..."sına sonra geleceğim... Veteriner Hizmetleri Kanunu'nun o ilgili maddesini bir görelim:

"Üçüncü Bölüm- Madde 9- 3. şık:

(3) Hayvanlara ötanazi yapmak yasaktır. Ancak,

a) Hayvanlara acı ve ıstırap çektiren veya iyileşme durumu bulunmayan hastalık durumlarında,

b) Akut bulaşıcı bir hayvan hastalığının önlenmesi ya da eradikasyonu amacıyla veya insan sağlığı için risk oluşturan durumlarda,

c) Davranışları insan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen durumlarda, veteriner hekim tarafından ötanazi yapılmasına karar verilebilir. Ötanazi işlemi veteriner hekim tarafından veya veteriner hekim gözetiminde yapılır."

Sanmam ki, "Köpekler baş tacımız" diyenler bu maddeye itiraz etsinler.

Veteriner hayvan hekimi. İnsan hekiminin insan için verdiği karara nasıl uyuluyorsa, veterinerlerin de hayvanlar için verdiği karara öyle uyulması gerekmez mi diye düşünülecek.

Ancak...

Burada, "dilsiz yaratıklar"dan bahsediyoruz. Köpeklerin kararı kabullenme veya kabullenmeme durumu yok.

İnsan ise, neticeyi bilse bile isyan edebilir, "Hayır! Asla! Mümkünatı yok!" da diyebilir, "Ben kaderime razıyım." da diyebilir. Böyle olunca hekimin artık insanın rıza ve kabulünden ve hatta isyanından sonra söyleyecek bir sözü olamaz.

"Köpekler baş tacımız" diyenlerden farklı düşünenler, veterinerler vasıtasıyla da istedikleri neticeyi alabilirler.

Yeni kanunda, "Hayvanların toplanmasından, barındırılmasından mahallî idareler mesuldür." deniyor. Ve köpek barınaklarının yapılması ve köpeklerin toplanması için 31 Aralık 2028'e kadar süre veriliyor.

O süreye kadar istenen hazırlık yapılmazsa ne olacak