Kin insanı nereye götürür

TÜSİAD'ın yanlışlarını zaman zaman ortaya koyarım. PKK'ya kapı aralayacağını bile bile bir Marxist prof.'a "demokratikleşme" perdesi altında kitap yazdırdılar. Bu kitap yüzünden içlerinde bile tartışma çıktı. Anlatmıştım... Şahidi benim! Bir kongrelerini takip etmiştim. Kitabı yazan Prof.'a telif ödenmesine divan başkanı karşı çıkmıştı. Yine sonra kitabı bastırmışlardı. PKK'ya kapıyı aralamaya bu derece de ısrarlılar.

TÜSİAD'ın yönetim kurulu başkanı Orhan Turan ve yüksek istişare kurulu başkanı Mehmet Ömer Arif Aras, Recep Tayyip ErdoğanAk Parti iktidarını tenkit edince, önce Mehmet Ömer Arif Aras hakkında soruşturma açıldı. Önceki gün R. T. Erdoğan partisinin grup toplantısında TÜSİAD yönetimine karşı ağır konuşmasının hemen ardından Orhan Turan da soruşturmaya dâhil edildi ve polis her ikisini de "13 Şubat'taki dernek genel kurulunda yaptıkları konuşmalarda yargıyı telkin ve yönlendirme içerikli ifadeler kullandıkları iddiası"yla kollarına girerek emniyete getirdi.

Çağırdıklarında zaten gelecekler. Ne diye polis marifetiyle getiriliyorlar ki... Biz para babalarını da böyle sorgularız demek mi istiyorlar

TÜSİAD yöneticileri polis nezaretinde karakola getirilince, yoksa tutuklanacaklar mı, diye çok kişi akıllarından geçirmiştir. Neyse ki tutuklanmadılar ama adlî kontrol şartı kondu, yurt dışına çıkışları yasaklandı.

Zafer Partisi'nin genel başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, davet edilse, karakola geçeceği hâlde bir lokantada yemek yerken, sokak başları tutularak, 13 polisle apar topar gözaltına alındı. Sonra beklenmedik bir suçlamadan hapse tıkıldı.

Ümit Özdağ nasıl tutuklandıysa onlar da öyle tutuklanmalıydılar! Hiç olmazsa bileklerine kelepçe vurulup ev hapsine alınmalıydılar!

TÜSİAD'çıları kayırdılar! (Allah'tan hapse atmadılar!)

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, R. T. Erdoğan'ı tenkitten gözaltına alınmıştı. Sonra suç "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek"ye dönüştürülerek tutuklandı. Sonra Reis Bey'i tenkitten de ceza istendi.

CHP milletvekili, Devlet Planlama Teşkilatı'nın eski başkanı, daha daha eskiye ilk gençlik yıllarına gidersek, Ülkü Ocakları'nın ilk kuruluş yıllarında Ortadoğu Teknik Üniversitesi Ülkü Ocakları kurucu başkanı İlhan Kesici önceki gün Ümit Özdağ'ı mahpushanede ziyaret etmiş. Attığı X'te tutuklanasını sakıncalı gördüğünü yazıyor:

"Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ'ı cezaevi ziyaretimde, beklediğim gibi, hem sağlık hem moral bakımdan çok iyi gördüm. Yanlış olan, Ankara'da bir restoranda yemek yerken görevli memurlar tarafından gözaltına alındığında ifade edilen hukuki gerekçenin hemen sonra alelacele değiştirilerek başka gerekçelerle tutuklanmış olmasıdır. Bu noktada ilk akla gelen husus hukukun siyasallaştırılmaya çalışılmasıdır. Ülkemiz ve milletimizin en yüksek seviyede birlik, beraberlik ve dayanışma içinde bulunması gereken bir zaman ve dönemde, bir parti genel başkanımızın hukukilikten daha çok siyasi gibi gerekçelerle tutuklanması çok sakıncalı bir tutum ve tasarruftur..."

İlhan Kesici'nin kitapseverliğini bilirim. Ümit Özdağ'ın kendi kütüphanesinde 21 kitabı olduğunu belirterek kitapları sıralayıp fotoğrafını da X'e koymuş.

Ümit Özdağ'ın tutuklanmasının asıl sebebi kitapları olmasın!

Kitaplarının birçoğu Recep Tayyip ErdoğanAk Parti iktidarının tenkidi. O kitaplara bakalım:

PKK ile Pazarlık -Öcalan ile Anayasa Yapmak (2013). Tanıtma yazısı: "Normal şartlarda PKK ile sürdürülen müzakere süreci bir millet savaş kaybettiği zaman olur. Bundan dolayı, Prof. Dr. Özcan Yeniçeri, bir süre önce Yeniçağ'daki yazısında sordu: Türkiye bir savaşı kaybetti de Türk halkının haberi mi yok Bu sorunun cevabı ne yazık ki, Evet Türkiye bir savaşı kaybetti. Yenilgiyi Türkiye adına AKP kabul ediyor ve PKKya taleplerini kabul ederek teslim oluyor."