İsrail sınırlarını nereye vardırmak istiyor
İran sonunda İsrail'i vurdu. İlk defa yeni icat bir bomba kullanmış. Kendi icatları bombanın adını "Fettah-1" koymuşlar. Bu bombanın hızı saatte 6 bin 100 km. imiş. Demir kubbeyi de aşan bir bomba. Böyle bir bomba kullanılması caydırıcılık için önemli.
İran, İsrail'in, ben istediğimi yaparım, istediğim yeri bombalarım, çoluk çocuk demem öldürürüm pervasızlığına bir ikaz için bombayı kullanmış olmalı. Önceki saldırısı gibi demir kubbede parçalanan bombaları kullansaydı, hiçbir manası olmayacaktı. İran savaşta daha ileri safhanın bir örneğini göstermiş oluyor. Artık katliamları, saldırıları durdur demek istiyor İsrail'e. Siyonistler ise hiç oralı değil.
İsrail şu farkı görmeli... Etrafı İslâm ülkeleriyle kat kat çevrili. Ve hiçbir İslam ülkesinin halkı, İsrail'in var olmasını istemez. Çünkü İsrail'in en büyük emeli genişlemek.
Bir din devleti olan İsrail, kitaplarında ne yazıyorsa ona göre hareket ediyor. Saldırıların baş sorumlusu İsrail Başbakanı Netanyahu, kendi din kitaplarından aldığı isimle Gazze'ye saldırıları başlatmadı mı Her saldırıda Tevrat'tan örnek getirmedi mi
İsrail, Fettah-1 saldırısından sonra İran'a karşı intikam kararı aldı. İsrail, saldırıları şiddetlendirirse, İran da ona göre yeni Fettahlar çıkaracaktır. Sonrasını hesap etmeden saldıramazdı. Sonunda saldırılar iki taraf için nükleer silaha kadar varacak. Bu da ikisinin çöküşü demektir.
ABD eğer İsrail'i destekliyor, Siyonistleri koruyorsa İsrail'e artık dur demeli. İsrail etrafını yıkarken kendisi de yara alıyor, hem de derin yara.
İsrail, ABD'nin kanatları altında devletini -şimdilik- sürdürmek zorunda. İleride kesinlikle İsrail diye bir devletin kalması mümkün değil. Ve İsrail'in Arz-ı Mev'ud'a ulaşması imkânsızın imkânsızı...
Recep Tayyip Erdoğan, İsrail'in hedefinde Türkiye'nin de olduğunu hatırlattı. Yahudilerin dinî inançlarında bizim Güneydoğu bölgemiz onlara ait! Kitaplarında yazan hedefe ulaşmak istiyorlar. (ABD'nin PKK'yı desteklemesini, ülkemize saldırtmasını İsrail bağlantılı görmeliyiz.)
"Yahudi Tarihi Yahudi Dini" kitabından bahsetmiştim. Kitabın yazarı Israel Shahak. Kitabın ikinci baskısına önsöz yazan da Edward Said. Biri Yahudi, bir Hristiyan. Edward Said Filistinli. Filistinlilerin haklarının savunucusu. Filistin'de Müslüman savunucu ile Hristiyan savunucu arasında fark yok. Aynı emeli taşıyorlar. (Ateist savunucu arasında da fark yok. Edward Said kendisini ateist göstermiştir.)
Ve Edward Said ile Israel Shahak birbiriyle dosttu. Birbirlerini anlıyorlar, kimin haklı, kimin haksız olduğunu biliyorlardı.
İsrail tarafında Kudüs Üniversitesi'nde ders veren Prof. Dr. Israel Shahak, bir hak savunucusu, moda adlandırmayla bir aktivistti. Hak savunucusu olduğu için kendi tarafında çok tenkide uğradı. Sonra en iyisi görmemezlikten gelelim, isminden bahsetmeyeyim, onu unutturalım, dediler.
Israel Shahak "Yahudi Tarihi Yahudi Dini" kitabında, Yahudilerin devletleri için çizdikleri sınırlar üzerinde durur. "Yeri gelmişken, İsrail'in laik karakter taşıyan şişkin emperyalist planları ile Yahudi ideolojisi arasında var olan temel farkı ortaya koyacak çok güncel bir örnek vereceğim." der şöyle devam eder:
"Yahudi ideolojisine göre, antik dönemlerde herhangi bir Yahudi yönetici tarafından yönetilmiş olan ya da Kutsal Kitap'ta veya Kutsal Kitap'ın ve Talmud'un hahamlarca yapılan yorumlarına göre Tanrı tarafından Yahudilere vaat edildiği söylenen topraklar, Yahudi devleti olduğu için mutlak surette İsrail'e ait olmalıdır. Kuşkusuz çoğu Yahudi 'güvercin' siyasetçi, bu fetihlerin, İsrail'in şimdikinden daha güçlü olacağı bir zamana bırakılması gerektiğini düşünmektedir. Ya da Arap yönetici ve halklarının söz konusu toprakları Yahudi devletinin onlara vereceği birtakım menfaatler karşılığında vermeye 'ikna' olacakları 'barışçıl bir fetihle' olmasını ummaktalar.