DEM'in yerini almak istediklerini açıkça söylesin!

İktidar, PKK ile mücadelede kararlı görünüyor. DEM Partili üç belediye başkanını daha indirdi, yerlerine kayyım getirdi. Bu belediyeler Mardin, Batman, Halfeti. İkisi il, biri ilçe. Daha önce DEM'li Hakkâri Belediye Başkanı indirilmişti.

DEM'in vekili CHP'den seçilen İstanbul-Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer'in indirilmesi ve tutuklanması, bütün şiddetiyle tartışılırken, iktidarın DEM'li belediyelere kayyım getirmesi bölücülükyıkıcılıkla kararlılığını mı gösteriyor, yoksa bilmediğimiz yeni evreye mi giriliyor

Zaman içinde bunların hepsi ortaya çıkacak.

Şu gerçek ki, Recep T. Erdoğan, Anayasa değişikliğini rafa kaldırdı. CHP'yi DEM'le birleştirerek, kendi alanını genişletme yoluna girdi.

Dün bahsettim... Hakikaten CHP, DEM'in vekilliğine gönüllü. Daha önce HDP'den milletvekili adayı olmuş, etnikçiliğin kitaplarını yazmış, insanları ayrı dünyalarda gezdirmiş, birbirinden farklılaştırmış birini DEM aday göstermek istiyor, CHP'nin kapısını çalıyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel dünden razı... Yeter ki DEM'den gelsin. Hadi "Yeter ki PKK'dan gelsin" demeyeyim; DEM'in içinde PKK'nın mahfuz olduğunu kendisi anlasın.

CHP nasıl çöker derseniz, halkın bıktığı PKKyıkıcı bölücü örgüte kapıyı açık tutmasından çöker.

Özgür Özel ve çevresi Mustafa Kemal Atatürk'ü ya anlamıyorlar ya kendi maksatları için kullanıyorlar. Emperyal güçlerin bölücüleri kaç defa ayaklandırdığını, her defasında Mustafa Kemal'in isyanları nasıl bastırdığını burada tek tek sıralamıştım.

Özgür Özel ve çevresinin bunu anlayamaya niyeti yok. "Anlamıyorlar" demedim, "Niyetleri yok" dedim!

Niyetlerinin olmaması kasıtları olduğunu gösterir.

Önceki gün CHP Parti Meclisi, Ankara'da değil; İstanbul'da toplandı. Beklenenden fazla süren bir toplantı.

Türkiye'de defalarca tartışılan bir meseleyi tekrar pişirdikleri, halkın beynine sıcak sıcak boca etmek istedikleri anlaşılıyor.

Parti sözcüsü Deniz Yücel, basın açıklamasında yıkıcı-bölücülere umut veren şu cümleleri kurabiliyor:

"Türkiye'de bir Kürt sorunu vardır ve bu sorun demokratik, barışçıl yollarla mutlaka çözülmelidir. Kürt sorununun toplumsal mutabakatla, şeffaf bir biçimde, TBMM çatısı altında kurulacak bir masa etrafında, önyargısız, bir araya gelinerek çözülebileceğine inancımız tamdır. Ulu Önder Atatürk'ün 'Yurtta barış, dünyada barış' şiarının temsilcisi olan partimiz, Türkiye'nin Kürt meselesinin barışçıl ve demokratik çözümünden yanadır ve bu çözümü sağlama çabasından geri durmayacaktır. "Kendisini Kürt kimliğiyle tarif eden yurttaşlarımız bu cumhuriyete 'benim cumhuriyetim' diyene kadar çözüm çabalarımız bitmeyecektir."

Bu sözler defalarca tartışıldı. PKK, her tartışmayı bir merhale gördü. Silahlarını daha bir yağladı; saldırdıkça saldırdı. En tepeye çıkmak istedi.