Cunta, darbe, diktatör... Nereye gidiyoruz!

Siyasîlerin dilinde "cunta"dan, "darbe"den geçilmiyor. Düşmanca ifadeler desem yeridir. Türkiye ikiye bölündü. "dost" bir tarafta, "düşman" bir tarafta... Ama asıl hangisi "dost", hangisi "düşman" ayırt edilemiyor.

"Cunta" deyince, hâliyle "diktatör" de var, demektir.

Biz önce "cunta"yı, "darbe"yi, "iktidar"ı, ilmî zeminde açıklayayım. Siyasîlerin birbirlerine ithamları yerini bulup bulmadığını görelim.

"Cunta" ve "diktatörlük" totaliter ve otoriter rejimlerde görülür.

"Totaliter rejim ne", "Otoriter rejim ne" Bakacağız...

"Düşman" dedik... Eğer tutuklular "tutsak" görülüyorsa tutuklayanlar "düşman" demektir. İster istemez bu mana çıkıyor.

Bazı basın yayın organlarında sık sık "tutsak" sözü geçiyor.

Bir televizyon kanalında muhabirin tutuklu öğrenciler için "tutsak" dediğini işitince şaşırdım. Muhabir bir genç kızdı. Acaba "tutsak"ı bilerek mi kullandı Haberi veren sunucu muhabirin sözünü düzeltebilirdi. Düzeltmedi. Aynen kabul etti. Veya o an için "tutsak"ın ne manaya geldiğini aklına getirmedi.

"Tutuklu", bilinen ve sık kullanılan bir kelimedir. Dili sürçtü, "tutuklu" yerine "tutsak" kullandı, diyebilir miyiz

"Tutsak", "esir" karşılığı uydurulmuş bir kelime değildir. Dede Korkut'ta geçer. Ziya Gökalp Türk Medeniyeti Tarihi'nde Dede Korkut'tan alıntılıyor: "O kalenin beş yüz kâfiri üzerimize koyuldu. Kardeşim tutsak oldu. Malımızı, rızkımızı yağmaladılar. Geri döndüler. Sana geldim, kara başının sadakası olsun yiğit, imdat bana!" (Haz. Nargiza Sattarova, Bilgi Kültür Sanat Yayınları, s. 265)

"Esir" de "üserâ" da geçer aynı kitapta... "Esir" ve "üserâ" Arapçadır. "Üserâ" "esir"in çokluğudur. "Esirler, tutsaklar" demektir.

Ziya Gökalp'ın "Türkçülüğün Esasları"nda "tusak" yer almaz. "Esir"i dokuz yerde kullanmıştır.

Ömer Seyfettin'in "Yeni Lisan" makalelerini ve üç kitapçığını "Vatan! Yalnız Vatan", "Yarınki Turan Devleti", "Mektep Çocuklarında Türklük Mefkûresi"ni Osmanlı yazısından yeni harflere aktararak bir araya getirip "Türk Ülküsü" adıyla yayınlandık. "Tuksak"ı kullanıp kullanmadığına baktım. "Tutsak" yok; "esir" sık geçiyor.

Gözaltına alınan öğrencilerin "esir" görülmesi siyasî ayrışmanın nerelere uzandığının en bariz örnektir.

"Otoriter" ve "totaliter" rejimlere bakalım...

Otoriter rejim: "Ufak bir zümrenin devlet yönetimini topluma karşı anayasal bir sorumluluğu olmadan elinde tuttuğu siyasal sistemlere otoriter rejimler denir. Otoriter rejim, siyasal sistemler arasında kökeni en eskiye dayanan ve haliyle tarih boyunca içinde birçok farklı türü barındırmış sistemdir. Tarihsel açıdan baktığımızda antik Yunan şehir devletleri ve 19.yy ve sonrası modern ulus-devletlerin bir kısmında gördüğümüz demokrasiler ve Napolyon Bonaparte ile başlayıp Nazizm ve Stalinizm gibi yönetimlerle devam eden modern çağa özgü totaliter rejimler insanlığın siyasi tarihinde istisnai vakalardır." (Doç. Dr. Emre Hatipoğlu, "Bölüm 6: Otoriter Rejimler", Karşılaştırmalı Siyasal Sistemler,s. 153)

Otoriter rejim şunlar gösterilir: Askerî Cuntalar, tek-parti yönetimleri, komünist rejimler, tek parti rejimleri, dikta yönetimleri, melez rejimler...

Karşılaştırmalı Siyasal Sistemler kitabında şu satırlar da yer alıyor: